Tugger seni buraya getirdi, ki böyle bir şey yapmaz hiç. | Open Subtitles | والآن جعلت (توغر) يحضرك إلى هنا وهو لا يفعل ذلك مطلقاً |
Cats müzikali tur grubunun Rum Tum Tugger'ı ile tanıştım. | Open Subtitles | بِالواقع لقد قابلت (رم تم توغر) مِن الشركة السياحية "كاتس" ـ |
Emily'ye, Tugger'a malın, kendisinin olduğunu söylemesini ilettim. | Open Subtitles | سألت (إم) أن تخبر (توغر) أن الطفل إبنه |
Tamam, Tugger, yeter. | Open Subtitles | حسناً (توغر)، كفى |
Tugger, lütfen ama. | Open Subtitles | رجاءاً يا(توغر) ـ |
- Tugger geldi. | Open Subtitles | -إنه (توغر ) |