tuhaf olduğunu düşünebilirsin ama hayatımda ilk defa kendimi bu kadar iyi hissettim. | Open Subtitles | قد تعتقد أنه غريب لكنها هي المرة الأولى في حياتي اشعر فيها بأني على حق |
Herkes onun farklı ve tuhaf olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الجميع يقولون أنه غريب الأطوار الجميع يقولون أنه غريب |
Ayrıca herkes senin tuhaf olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن الجميع يعتقدون أنك غريب الأطوار |
Çünkü insanlar senin tuhaf olduğunu sanar ve bunu sana sadece ben söylüyorum çünkü seni babandan daha çok seviyorum. | Open Subtitles | لكنه غير مقبول! لأن الناس سيعتقدون أنك غريب الأطوار والسبب الوحيد الذي يجعلني أخبرك بهذا لأنني أحبك أكثر من والدك. |
Ben erkeklerin kızların çantalarını taşırken gördüğümde, tuhaf olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | عندما أري فتيان يحملون حقائب الفتيات , اعتقد انه غريب |
tuhaf olduğunu kabul ediyorum. Ruhun ağırlığını ölçmeye benziyor. | Open Subtitles | أعترف أنه أمر غريب إنه تقريباً كوزن روح أحدهم |
Yani, bir tuhaf, olduğunu biliyorum ama işe yarayabilir. | Open Subtitles | أقصد ، أنني أعلم أن هذا غريب لكنه قد يعمل |
Çok tuhaf olduğunu biliyorum ama beni korkmaktan çok meraklı birisi gibi düşün. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر غريب لكنكِ صدمتني تبدين كشخص فضولي أكثر من كونك خائفة |
tuhaf olduğunu biliyorum ama en son kalan akrabamın o olduğu fark etmiş miydin? | Open Subtitles | أعلم أنه غريب لكن هل تدرك أنه الوحيد الذي تبقى لي ؟ |
Debra, düşündüm de o kaseti tutmanın tuhaf olduğunu şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | حسنا. ديبرا، انا كنت أفكر ... وأنا أفهم الآن أنه غريب كيندا |
Sadece bunun çok tuhaf olduğunu söylüyorum hepsi bu. çok | Open Subtitles | أقول أنه غريب فقط، ذلك كل ما في الأمر |
tuhaf olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | . أعلم أنه غريب |
Bana ne kadar tuhaf olduğunu söylemene gerek yok. Bunu çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | لم يكن عليك أن تقول لي بكم أنك غريب الأطوار أنا أعرف كم أنت غريب الأطوار! |
Senin hep tuhaf olduğunu söylerlerdi. Küçük kardeşim, bile. | Open Subtitles | دائماً قالوا أنك غريب وحتى أخى الصغير |
Çünkü senin de tuhaf olduğunu görüp beni anlayabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | لأننى إعتقدت بما أنك غريب ربما تتقبلنى |
Üniversiteden bu yana değişmemiş olmanın biraz tuhaf olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هي في الواقع قالت انه غريب بعض الشيء أنك لم تتغيري منذ الكلية |
Ve film. Bak onun biraz tuhaf olduğunu biliyorum | Open Subtitles | اوه, انظر,اعرفه انه غريب اطوار, |
- tuhaf olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انه أمرٌ غريب قليلاً أعلم أنه أمر غريب - حسناً - |
Biliyorum. tuhaf olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم , أعلم أنه أمر غريب |
Baba, bunun tuhaf olduğunu biliyorum ama garip bir şekilde o hayatımızı kurtardı. | Open Subtitles | حسناً ، أبي ، أعرف أن هذا غريب إلى حد ما ،لكن على الجانب الغريب هو أنقذ حياتنا |
tuhaf olduğunu biliyorum ama randevu konusunda tecrübesizdim. | Open Subtitles | أعرف أن هذا غريب ولكنني جديدة على المواعده |
tuhaf olduğunu biliyorum ama yasalara uymak bizi kurtarabilir. | Open Subtitles | وأنا أعلم أن الأمر غريب ولكن إذا اتبعنا القانون فقد تنقذنا فقط |