"tutarak" - Translation from Turkish to Arabic

    • إبقائك
        
    • إبقائي
        
    • بإبقاء
        
    • بإبقائنا
        
    • حاملة
        
    • بالحفاظ على
        
    • أبقاك
        
    • ممسكة
        
    • من خلال عقد
        
    • إبقائها
        
    • مع أخذ
        
    O sevgisini seni acılarından kurtararak değil sana acılar vererek seni orada tutarak gösterir. Open Subtitles إنه يظهر حبه ليس من خلال مساعدتك في تجنب المعاناة، بإرسال المعاناة لك، عن طريق إبقائك هناك.
    Anlıyorum ama bunu beni kilitli tutarak yapmanızı o da istemezdi bence. Open Subtitles ...أفهم ذلك ، لكن لا أعتقد أن إبقائي محبوسة في هذا المُجمع مثل السجين هو ما كان في ذهنه
    Ve onlar bunu benim arabalarımı yoldan uzak tutarak yapacaklar. Open Subtitles أسيعالجون الأمر بإبقاء سياراتي الأربع خارج الطريق؟
    Bizi burada azıcık yiyecekle kapana kısılmış şekilde tutarak... ve ne zaman gitmemize izin verileceğini söylemeden mi? Open Subtitles بإبقائنا محصورين هنا مع ما يكفي بالكاد من الغذاء والماء وليس لدينا أي فكرة عن متى أو هل يمكن أن يسمحوا لنا بالمغادرة؟
    Ben kadeh kaldırınca silahı havada tutarak dışarı çıkacaksın. Open Subtitles عندما أقترح نخباً.. ستأتين حاملة المسدس
    Tayını güvende tutarak bu kritik annelik testini geçti. Open Subtitles بالحفاظ على أمان صغيرها فقد اجتازت هذا الاختبار الحاسم للأمومة
    Yoksa neden sizi bir çocukken gönderip, uzakta tutarak, krallıktan bu kadar yıl boyunca habersiz bıraksın? Open Subtitles .. فلأي سبب أبقاك جاهلاً عن حالة المملكة لكل تلك السنوات الطويلة؟ أرسلك عندما كنت صبياً ليُبقيك بعيداً
    Mısır gemi kedileri, su yılanlarını uzakta tutarak Nil'i dolaştılar. TED أبحرت قطط السفن المصرية عبر نهر النيل، ممسكة بأفاعي النهر السامة الموجودة في الخليج.
    Onu burada tutarak durumu daha da kötü bir hâle sokuyorsun. Open Subtitles إبقائك له هنا سيزيد الطين بلة
    Onu burada tutarak durumu daha da kötü bir hâle sokuyorsun. Open Subtitles إبقائك له هنا سيزيد الطين بلة
    Anlıyorum ama bunu beni kilitli tutarak yapmanızı o da istemezdi bence. Open Subtitles ...أفهم ذلك ، لكن لا أعتقد أن إبقائي محبوسة في هذا المُجمع مثل السجين هو ما كان في ذهنه
    Kendine yakın tutarak? Open Subtitles تعرفين، إبقائي قريب ؟
    Dişi, eşini aç tutarak erkeği, yiyecek arayışına devam etmek zorunda bırakır. Open Subtitles بإبقاء شريكها جائعاً فإن الأنثى تجبره ليستأنف بحثه عن الطعام.
    Hayır, topu oyunda tutarsam kazanırım, gerçekleri karanlıkta tutarak. Open Subtitles كلا، أنا أفوز بتركِ الأمور مُعلقَة بإبقاء الحقائِق ضبابيَة
    Biri ya da birileri... bugün eşimle beni yer altında tutarak bize seçimi kaybettirmeye çalıştı. Open Subtitles شخص ما أو أشخاص حاولوا جعلنا أنا وزوجتي نخسر الانتخابات بإبقائنا تحت الأرض اليوم
    Burada tutarak ona iyilik yapmıyoruz. Open Subtitles نحن لا نصنع معروفاً بإبقائنا عليه
    Sanırım aletini tutarak sana yol gösterecek bir Ohio fahişesi bulmakta zorluk çekiyorsun. Open Subtitles كنتُ أفكّر الآن بأنك لم (تجد شخص أسوّد من (ديكسي مع عاهرة من ولاية (أوهايو) حاملة مصباح لتريك الطريق
    Bir kız, diyelim adı Sarah olsun 2 numaralı kalemi yüzüne doğru tutarak ofiste yürür. Open Subtitles إحدى الفتيات، دعينا نقول أن إسمها (سارة)، تتجول في أرجاء المكتب حاملة قلم رصاص رقم 2 رأسه متجه للأعلى.
    Ben de onu güvende tutarak Elijah'a verdiğim sözü yerine getiriyorum. Kısacası işleri yavaşlat lütfen. Open Subtitles وأنا أصون وعدي لـ (إيلايجا) بالحفاظ على سلامتها، فماطله رجاءًا
    Viktor'un, seni evcil hayvan gibi tutarak hata yaptığını biliyordum. Open Subtitles كنت أعلم بأن (فيكتور) اقترف خطأ عندما أبقاك كحيوان أليف له
    Metodist Kilisesi'nin basamaklarını annemin elini tutarak tırmandım. TED صعدت على درج الكنيسة الميثودية ممسكة يد أمي
    Evet, Neitzcheansları tutarak pekte iyilerin tarafında olmayız. Open Subtitles نعم. من خلال عقد اليدين مع Neitzcheans, نحن لسنا بالضبط على جانب من الملائكة.
    Onu gözlerden uzak tutarak bencillik yapıyorsun. Open Subtitles آه, لقد كانت أنانية منك, ابن الأخ إبقائها مخفية بعيدا
    Şimdi bunu da göz önüne tutarak, sadece düşünmeye bir saniye ayırmak istiyorum, en son ne zaman vaktinizi hiçbir şey yapmayarak geçirdiniz? TED مع أخذ ذلك في الاعتبار، أود منك فقط أن تتوقف للحظة لأجل التفكير، متى كانت آخر مرة قضيت وقتا ما لا تقوم به بأي شيء ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more