tutkumun, kalbimin ve ruhumun vücudumu terk ettiğini hissettim. | TED | شعرت أن شغفي روحي و عاطفتي قد غادرت جسدي |
Ancak senin yaşında , sınırlı farkındalığı olan birisi bu kadın için bütün tutkumun fiziksel olmaktan öte bir şey olduğunu anlamakta zorluk çekerdi. | Open Subtitles | فقط شخص بعمرك بوعي محدود ربما يمكن ان يتصور أن شغفي الكامل بهذه المرأة ليس أكثر من جسدي |
Fanny ve kızları o küflü apartman - onlar tutkumun bir parçası. | Open Subtitles | "فاني" وابنتيها, تلك الشقّة العفنة جزء من شغفي. |
Sen beni seyredince, tutkumun içinde... arzularım eriyor. | Open Subtitles | وعندما تشاهدني, شغفي... يتغلب على الرغبة |
Bu, benim tutkumun kaynağı. | TED | هنا حيثُ يكمنُ شغفي. |
Orada, bilim tutkumun peşinden gittim. | Open Subtitles | واصلتُ هناك شغفي بالعلم |
Benim dışarıda, tutkumun peşinde gidiyor olmam lazım. | Open Subtitles | ينبغي أن أتحرر وأتبع شغفي. |