"tutmak için" - Translation from Turkish to Arabic

    • للحفاظ على
        
    • لتبقي
        
    • لمنع
        
    • لأبقي
        
    • لجعل
        
    • لأبقيك
        
    • لابقاء
        
    • ليبقوا
        
    • لتبقى
        
    • لكي
        
    • للمحافظة
        
    • لإبقائك
        
    • لإبقائه
        
    • لتبقينا
        
    • لتبقيه
        
    Hastaneyi ayakta tutmak için para bulmakta ne kadar zorlandığımızı hatırlıyor musun? Open Subtitles تتذكر كم كان من الصعب العثور على الأموال للحفاظ على هذا المكان.
    Hastaneyi ayakta tutmak için para bulmakta ne kadar zorlandığımızı hatırlıyor musun? Open Subtitles تتذكر كم كان من الصعب العثور على الأموال للحفاظ على هذا المكان.
    Ağzınızı sıkı tutmak için bir anlaşma yaptın ve buna uyduğuna inanıyorum. Open Subtitles سيدة ليتون لا أهتم إذا كنتي كتبتي ذلك عملتي أتفاق لتبقي صامته
    Onu yok, onu tüketen güç tutmak için tek yoldur. Open Subtitles إنها الطريقة الوحيدة لمنع القوة من السيطرة عليها ، تدمّرها
    Büyüyü hayatımdan uzak tutmak için mücadele etmemi söyleyen sen değil miydin? Open Subtitles ألست أنت التي قلت لي أنه يجب أن أحارب لأبقي حياتي منفصلة عن السحر ؟
    Çizgi ve grafik romanları, K-12 eğitiminden uzak tutmak için mantıklı bir sebep yok. TED ليس هناك سبب لجعل القصص والروايات المصورة خارج التعليم من الروضة للثانوية.
    - Başını dertten uzak tutmak için. - Bunu da başaramadım. Open Subtitles لأبقيك بعيدا عن المشاكل، والذي من الواضح أنّني فشلت في ذلك.
    Bayağı yaslanırsanız, kafanızı orda tutmak için kas gücü kullanmak zorunda kalıyorsunuz. TED واذا اتكأت للخلف يتوجب عليك استخدام قواك العضلية لابقاء راسك في الوضع المطلوب
    Bu aileyi bir arada tutmak için elimden gelen her şeyi yaparım. Open Subtitles لأنني سوف أفعل كل ما في وسعي للحفاظ على هذه العائلة معاً.
    olacak adam görünüşte bir şey yapmak tutmak için gidiyor onun boktan kariyerine. Open Subtitles الرجل الذى على ما يبدو سيفعل اى شئ للحفاظ على مستقبله المهنى مستمر.
    Kendilerini Tanrı'nın gözetiminde tutmak için nasıl da yüzbinlercesi geliyor bakın. Open Subtitles اترى كيف يأتون بمئات الآلاف للحفاظ على أنفسهم في صالح الله
    Bunlar da ne? Arşivi elimizde tutmak için bir plan yaptım. Open Subtitles الأن ، ما كل هذا؟ خطة للحفاظ على الأرشيف في حوزتنا
    O zamanlar Daniel'ı hayatta tutmak için bana ihanet etmiştin. Open Subtitles في ذلك الحين أنتِ خنتيني لتبقي دانييل على قيد الحياه
    PM: Yaşlanırken ve hayatın farklı yollarından geçerken, arkadaşlığınızı canlı ve hayatta tutmak için neler yapıyorsunuz? TED بات ميتشيل: حسنا، عندما نتقدّم في العمر، وبينما نخوض مراحل مختلفة في حياتنا، ماذا تفعلين لتبقي صداقاتك حية؟
    Hadrianus barbarları dışarıda tutmak için duvarı yapmıştı. Open Subtitles أن هيدريان قد إستخدم حائطه لمنع البربر من الدخول
    Buraya ailemi güvende tutmak için geldim ama artık bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Open Subtitles قدمت هنا لأبقي عائلتي بأمان ولا أظن أنه يمكنني فعل هذا بعد الآن
    Bizi dışarıda tutmak için değildi. Open Subtitles تم تصميمه لجعل الكوكب ينهار ليصبح وحدة فردية دقيقة
    Gerekirse seni hayatta tutmak için kan nakli yaptırırım. Open Subtitles سأعمل لك نقل دم لأبقيك حياً، إذا كان علي ذلك.
    Sarayı kendi kontrollerinde tutmak için Doğu Kabinesi'ni bertaraf ediyorlar. Open Subtitles طردوه من المجلس الإستشاري الشرقيّ. لابقاء القصر تحت سيطرتهم.
    Yalnızca çocukların söylediği bir şey öcüyü uzak tutmak için. Open Subtitles إنه فقط كان شيئاً يقوله الأطفال ليبقوا الرجل الشرس بعيداً
    Yardıma ihtiyacın var, buradaki pilici elinde tutmak için biraz para kazanmaya ihtiyacın olacak. Open Subtitles تحتاج إلى مساعدة جيدة، وستحتاج إلى بعض المال لتبقى مع النساء الجميلات هنا
    Bu zavallı küçük marullar bol bol atılıyorlar, çünkü sebze çekmeceleri gerçekten de sebzeleri taze tutmak için tasarlanmamış. TED يرمى هذا الخس المسكين شمال , يمين , وسط لأن ادراج الهشاشة هذه لم تصمم لكي تبقي الخس رطبا
    Amerika'da nüfusu sabit tutmak için ihtiyaç duyulan doğurma oranı kadın başına 2.1 doğumdur. TED معدل الولادات المطلوب في أمريكا للمحافظة على الإستقرار السكاني هو 2.1 مولود حي لكل امرأة.
    Winston-Salem seni şirkette tutmak için herşeyi yapmaya hazır. Open Subtitles وينستن سايلم مستعدة لعمل مهما كلف الأمر لإبقائك في الداخل.
    Onu sağ tutmak için ne gerekiyorsa yapın, Doktor. Pekçok sorumuz var. Open Subtitles افعلي ما تحتاجيه لإبقائه على قيد الحياة دكتور, عندنا كثير من الأسئلة
    Herkes bizi birarada tutmak için çok şey yaptığını biliyor. Open Subtitles الجميع يعرف بأنك فعلت الكثير لتبقينا متماسكين
    Eşyalarını saklıyor, arabasını bozuyor onu avlanmaktan uzak tutmak için elinden geleni yapıyordu. Open Subtitles ،لقد خبأت أدواته ،وقامت بتخريب سيارته الجيب .أيّ شيء لتبقيه بعيدًا عن الصيد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more