"tutsak" - Translation from Turkish to Arabic

    • السجين
        
    • سجين
        
    • سجينة
        
    • سجناء
        
    • سجيناً
        
    • أسرى
        
    • أسيرة
        
    • أسير
        
    • رهينة
        
    • الأسر
        
    • أسيراً
        
    • سجينا
        
    • سجينًا
        
    • محبوسة
        
    • كسجين
        
    Hasta rüyasında köpekle yürüdüğünü gördüğünden Tutsak Sıfır'ın köpeği var. Open Subtitles مريض الغيبوبة لدية كلب السجين صفر لديه كلب كمبيوتر محمول
    Bu tesiste, zihinsel becerileri bazen İngiliz devletine faydalı olan bir Tutsak var. Open Subtitles هنا، في هذة المنشأة سجين لديه قدرات ذهنية هي ذات فائدة للحكومة البريطانية
    Senin tutsağınım, ama benden mutlu bir Tutsak olmamı istiyorsun. Open Subtitles أنا سجينتك، لكنك تريدني أن أصبح سجينة سعيدة
    Ve Ostrom insanların sadece kendilerini Tutsak olarak görürlerse Tutsak olacaklarını söyledi. TED وقالت إن الناس يكونون سجناء فقط إذا كانوا يعتبرون أنفسهم كذلك.
    Korkarım ki, bu sıradan bir Tutsak değil Majesteleri. Bak sen! Nedir o? Open Subtitles اخشى ان هذا ليسَ سجيناً عادياً ، سموكَ ماهو؟
    Çizimlerdeki gibi büyük gemilerden birinde Tutsak tutulduk. Open Subtitles و ربما كنا أسرى فى أكبر سفينة فضائية يمكننا نخيلها
    Cesur şövalye, zavallı nedimem alt edilemez bir canavar tarafından Tutsak alındı. Open Subtitles أيها الفارس الشجاع! خادمتي المسكينة أسيرة عند الوحش ولا يمكنني التغلب عليه!
    Son kaçak Tutsak bir Staten adası vapurunda kalmaya çalışırken bulundu. Open Subtitles لقد وجدنا السجين الأخير يحاول الهرب على متن عبارة لجزيرة ستاتن
    Ben onların ikisinden bahsedeceğim: Tutsak ikilemi ve ortak alanların trajedisi. TED سأتحدّث عن اثنين منهما : معضلة السجين ومأساة المشاعات.
    Sadece şunu söyleyeyim ki her emniyetsiz alışveriş Tutsak ikileminin iyi bir örneğidir. TED واسمحوا لي أن أقول أن كلّ معاملة غير مضمونة هي مثال جيد على معضلة السجين.
    Bu tesiste, zihinsel becerileri bazen İngiliz devletine faydalı olan bir Tutsak var. Open Subtitles هنا، في هذة المنشأة سجين لديه قدرات ذهنية هي ذات فائدة للحكومة البريطانية
    Buradaki her eski bir Tutsak D'Haranlardan intikam almak ister. Open Subtitles أنا مُتأكدة من أن ، أيّ سجين هنا يرغب بنيل إنتقامه من الدهاريون.
    Karmaşa her yana hakimdi. 30 bin Tutsak, 14 bin ölü. Open Subtitles فوضى كثيرة سُيطِرَ عليها، 30.000 سجين و14.000 ميّت
    Korkuyorum. Biliyorsun. Tutsak olmak beni ürkütüyor. Open Subtitles كنت خائفة، بوسعك أن تفهم أنا سجينة وهذا ما يخيفني
    Bayan Grant, çölün 100 mil ötesinde Tutsak halde. Open Subtitles السيدة. جرانت سجينة على بعد 100 ميل داخل الصحراء.
    İşimizi şansa bırakamayız. Evet ama Tutsak alabiliriz. Open Subtitles شرطة لوس أنجلوس لا تخاطر نعم لكننا نأخذ سجناء صح؟
    Şimdi, bizler Tutsak mıyız, ve sizler Goa'uld musunuz? Open Subtitles و الآن ، هل نحن سجناء ، و هل أنتم جواؤلد ؟
    Ona bunca sefalet çektiren o adamı Tutsak etmeye teşebbüs etmeyi, onursuzluk olarak görmem. Open Subtitles كما أنِ لا آميل للعار أو أحاول التصنع به سجيناً للرجل الذي تملكه هي الكثير من البؤس
    Onların daha önce hiç Tutsak aldığını görmemiştim ama. Open Subtitles لم اره ياخذ أسرى قبل هذه المرة
    Yunuslarımızın Tutsak olmadığını onlar için önemli değil. Onlar herhangi bir etkileşime karşılar. Open Subtitles لا يهمهم أن دلافيننا ليست أسيرة إنهم يعارضون أي تواصل مهما كان
    Yani başka seçeneği yoktu. O da en az bizim kadar Tutsak. Open Subtitles إذاً ليس بيده الخيار إنه أسير مثلنا تماماً
    Büyü yaparak seni buraya getirdim. Seni Tutsak izleyici yapacagim. Open Subtitles استخدمت السحر لجذبك إلى هنا ولأبقيتك رهينة طاعة.
    Tutsak olma sırası İngilizlere gelmişti. Open Subtitles لقد أتى الدور على البريطانيين الأن ليقعوا فى الأسر بالألاف
    Papa hala Tutsak olduğu için diğer Kardinaller ile gizli bir toplantı ayarlayıp, ...boşanmanız için bana yetki verilmesini isteyeceğim. Open Subtitles بما ان قداسته مازال أسيراً استدعيت مجمعاً من الكاردينالات بمنحي السلطة لإصدار الحكم النهائي بشأن إبطال زواج فخامتك
    Bunu kalbimde, içimde hayal etmek için kendimi 100 mil öteye götürdüm Bir Tutsak olmuştum. TED استغرق منّي الأمر 100 ميل لأكتشف أنه في قلبي، في داخلي، أصبحت سجينا.
    Emir alıp dışarıda gerçek insanlara yardım edebilecekken bir varsayımdan ötürü Tutsak kalmayı bırakıyorum. Open Subtitles لقد انتهيت من أخذ الأوامر وكوني سجينًا لقضية افتراضية عندما يمكنني أن أكون بالخارج أساعد الناس الحقيقيين
    Onunla gitmesini görmektense seni burada Tutsak etmeyi tercih ederim. Open Subtitles وافضل ان ابقي محبوسة هنا علي ان اراه يغادر معها
    O zamandan beri "Hayalet Tutsak" statüsüyle Guantanamo Körfezi'nde tutuluyor. Open Subtitles وتم امساكه كسجين بالسر في خليج غوانتانامو منذ ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more