"tutuklu" - Translation from Turkish to Arabic

    • السجين
        
    • رهن الإعتقال
        
    • رهن الاعتقال
        
    • الحجز
        
    • موقوف
        
    • معتقل
        
    • معتقلة
        
    • السجناء
        
    • السجينة
        
    • سجينة
        
    • سجناء
        
    • محتجز
        
    • مسجون
        
    • قيد الإعتقال
        
    • تحت الإقامة الجبرية
        
    Masum bir tutuklu, uğradığı haksızlıktan dolayı, gittikçe daha çok öfkelenir. Open Subtitles السجين البرئ سوف يصبح غاضبا بمرور الساعة بسبب الظلم الذي يعانيه
    Nakil pürüzleri giderilene ya da bir helikopter müsait olana de tutuklu bizim. Open Subtitles أن السجين لكم حتى يتم إصلاح السياره أو وصول مروحية لكم ماذا ؟
    Korumalarla veya tutuklu olarak gidebilirsiniz. Seçenekleriniz bunlar. Open Subtitles يمكنكم الذهاب في صحبة القوة المسلحة أو يمكنكم الذهاب رهن الإعتقال التام.تلك هي كل الخيارات التي سأمنحها لك
    Evet, şu an Jericho'da ve Bonnie Richmond cinayeti yüzünden tutuklu. Open Subtitles نعم انه فى جيركو, وهو رهن الاعتقال لقتل بونى ريتشموند.
    tutuklu kalmaya devam ederse işte asıl o zaman başı gerçekten belaya girebilir... Open Subtitles وأعتقد أنه كلما طال بقاؤه في الحجز كلما زادت خطورة وقوعه بمشاكل حقيقية
    Evet, Özel Ajan Mulder şu anda tutuklu ve durmadan bir şeyler geveliyor ayrıca FBI da konuşmuyor. Open Subtitles أجل, حسناً, العميل الخاص.. مولدر.. هو حالياً موقوف ب 5 درجات
    Maalesef yasa dışı elektrikli ocak kullanmaktan tutuklu olduğunu söylemek için buradayız. Open Subtitles للأسف جئنا لنخبرك أنك معتقل بتهمة امتلاك لوح تسخين غير قانوني
    Sizce tutuklu nezaretten çıkarılmadan önce yeterince sağlıklı risk değerlendirmeleri yapıldı mı? Open Subtitles هل تعتقدين أنه أُجري تقييم حقيقي للمخاطر قبل نقل السجين من الحبس؟
    Bu tutuklu kendini hergün pislikle sıvardı, ve pis kokmaması için onu kumun içinde yuvarlıyorlardı. TED كان هذا السجين يغمر جسده بالغائط كل يوم، وكانوا يقومون بدحرجته في التراب كي لا ينتن.
    Mahkemenin kararını dinlemek üzere tutuklu ayağa kalksın. Open Subtitles إن السجين سوف يقف لسماع منطوق الحكم عليه
    Şu anda Bay Pupkin sizden, kendinizi tutuklu olarak kabul etmenizi istiyorum. Open Subtitles فى هذه الحالة , أنصحك أن تعتبر نفسك رهن الإعتقال
    İtaatsizlikten tutuklu. Open Subtitles إنه رهن الإعتقال لتصرفاته وأفعاله المتمردة
    Irkçı ve dini nefret eyleminde bulunduğunuz şüphesiyle kanunlara aykırı davrandığınız için tutuklu durumdasınız. Open Subtitles أنتَ رهن الاعتقال للاشـتبـاه في تأدية أعمال مُخالفة لقانون الكراهية العنصرية والدينية لعام 2006
    tutuklu değilsem, ben gidiyorum ve o moruk barımı dağıttı. Ondan şikayetçiyim. Open Subtitles إذا لم أكن رهن الاعتقال, أنا مغادر, وذلك الرجل العجوز الذي حطم حانتي أريده أن يكون مسؤلًا عما فعل.
    Binayı son bir kez daha tarayacağız, daha sonra onu CTU'ya getireceğim. tutuklu odası hazırlamanızı istiyorum. Open Subtitles سنفحص المبنى مرة أخرى، ثم ساتي به إلى الوحدة، أريدك أن تعد غرفة الحجز.
    Eğer tutuklu değilsem, kapının önünden çekilmeniz gerekiyor, beyefendi. Open Subtitles ما لم أكن موقوف فعليك الإبتعاد عن هذا الباب
    Her tutuklu, yanına, bir çift ayakkabı, iki çift çorap, iki gömlek,.. Open Subtitles يسمح لكل معتقل زوج واحد من الأحذية، وزوجين من الجوارب،
    Bir yıldır orada tutuklu ve şiddet görüyor, konuşmayacak. Open Subtitles وهي معتقلة لقرابة السنة وقد تلقت أكبر ضربة بحياتها وهي مصممة
    Vera bugün geç gelecek, bir tutuklu naklini senin halletmeni istiyorum. - Tabii Open Subtitles فيرا ستتأخر في الصباح لذى ارغب منك ان تهتمي في موضوع نقل السجناء
    Sanık kürsüsünde tutuklu bulunan Leslie Crosbie'yi suçlu mu buldunuz, suçsuz mu? Open Subtitles هل تجدوا السجينة ,ليزلى كروسبى, مذنبة ام غير مذنبة ؟
    Ben tutuklu değilim, bana öyleymişim gibi davranmayı kesin. Open Subtitles لست سجينة ، لذا كفّوا عن معاملتي و كأنني كذلك
    Şimdi tutukluları çiftçilerinden çok bir ülkede yaşıyoruz. 2.1 milyon tutuklu, 1.9 milyon çiftçi. TED نحن الآن نحيا في بلد يحتوي على سجناء أكثر من المزارعين مليونا ومئة ألف سجين مقابل مليون وتسعمئة ألف مزارع
    İkinci bodrum katında bir tutuklu var gibi görünüyor. Open Subtitles ويبدو لي أن هناك شخص ما محتجز في الطابق السفلي الثاني
    11 tutuklu erken tahliye oldu. Onları dışarı çıkarmak bana düştü. Open Subtitles تم إطلاق سراح 11 مسجون اليوم كان علي الإنتهاء من أوراقهم
    Şayet tutuklu falan değilsem sorularınızı büromda yanıtlayacağım. Open Subtitles إن لم أكن قيد الإعتقال سأجيب على أسئلتك في مكتبي
    Hükümetim adına işlediğiniz insanlık karşıtı savaş suçlarından dolayı Cenova Konvansiyonu'na karşı hareket etmekten ve 1998 Roma Tüzüğüne karşı eylemlerinizden dolayı uluslararası hukuk sistemine göre tutuklu olduğunuzu söylemek isterim. Open Subtitles ، بالنيابة عن حكومتي أنت هُنا تحت الإقامة الجبرية لإرتكابك جرائم حرب وجرائم ضد الإنسانية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more