Benim için zafer kesin. Kartallarım yine göklerde uçacak. | Open Subtitles | انتصاري مؤكد , نسورى ستطير من برج كنيسة إلى آخر |
Kuş gibi uçacak zannettim. | Open Subtitles | في فستانها الأبيض ظننت أنها ستطير كالعصفور |
Hayır. Bu kaz parayı aklayınca kendi başına uçacak. | Open Subtitles | رقم هذا أوزة تطير منفردة فقط في أقرب وقت ممكن تنظيف هذا المال. |
Serçe güneye uçacak ve kıyafetlere ihtiyacı var. | Open Subtitles | العصفور يطير جنوبا ، ستحتاج ثياباً لذا قم بالترتيبات |
Adımlarını düz at şapşal yarım dakika sonra bina havaya uçacak. | Open Subtitles | قدم أمام الآخر أيّها الغبي، سينفجر هذا المبنى خلال نصف دقيقة. |
Eğer aynı sayıyı bir kereden fazla gösterirse, 60'dan büyük bir sayıyı gösterirse ya da tam olmayan bir sayıyı gösterirse, oda havaya uçacak. | TED | إذا أظهرت الرقم ذاته أكثر من مرة رقم أكبر من 60، أو رقم غير صحيح، ستنفجر الغرفة. |
Çin'de bile seni bulacak, ya da uçacak County Cork'a, | Open Subtitles | سيكتشفك فى الصين أو سيطير إلى مقاطعة كورك |
Bay Carson, Ay'a uçacak olmak nasıl bir his? | Open Subtitles | سيد كارسون، كيف تشعر وأنت تحلق إلى القمر؟ |
Daha sonra, Bambu sırığın aya uçacak. | Open Subtitles | بعد ذلك ستطير عصاة الخيزران التي معك إلى القمر. |
Bu onu havaya kaldıracaktır. Sonunda, "Kutsal Alacakaranlık" uçacak! | Open Subtitles | هذا سيحمله في الهواء و أخيرا ، ستطير السفينة |
- Bırak beni! uçacak! Bu Laputa. | Open Subtitles | دعني اذهب انها ستطير انها لابوتا |
Adı Herkül! Ve o uçacak! Umarım. | Open Subtitles | ـ اسمّها هركليز وسوف تطير ـ أتمنى هذا بالفعل |
Klimayı yükseğe ayarlasam odanın öbür ucuna uçacak. | Open Subtitles | وزنها؟ إن جعلت المكيّف .. يعمل على المستوى العالي فسوف تطير إلى آخر الغرفة |
İşte burada. Yani insanoğlu bir gün bunlarla uçacak mı? | Open Subtitles | ها نحن هنا انت تقصد أن الأنسان سوف يطير في يوم من الأيام |
Çığlık atacak, savaşacak, uçacak sonra da ölecek. | Open Subtitles | نعم ، سترى سوف يصيح و يقاتل و يطير و بعدها سيموت |
Burası 10 dakika içinde havaya uçacak dedi. | Open Subtitles | قالت إن المكان سينفجر خلال 10 دقائق ليس هناك ما هو أسوأ |
- Bırak! Young-eun, laboratuvar havaya uçacak. Bir an önce dosyalara erişmeliyiz. | Open Subtitles | يونج إيون المختبر سينفجر . نحن بحاجة لاستعادة الملفات |
İşte ceketin tetikleyicisi. Çıkarırsam havaya uçacak. | Open Subtitles | هناك زناد على هذه الحافة ستنفجر اذا انتزعناه |
Topun içinden geçeceğini söyleyince çok yüksek uçacak sanmıştım. Yine başaramadı. | Open Subtitles | عندما قالت انه سيدخل المدفع توقعت انه سيطير كثيرا,مازال يفشل |
Quinjet, Zephyr ile bağlantısını kesip atmosfer dışına çıkıncaya kadar yukarı uçacak. | Open Subtitles | الكوينجت ستنفصل عن طائرة النسيم العليل ثم تحلق للأعلى حتى تغادر طبقة الأتموسفير |
Okyanus bizi içecek ve dağlardan sıçacak çıkan ilk kişi yıldızlara kadar uçacak. | Open Subtitles | وشربوا حتى المحيط ، ثم متعوب عليها الجبال... ... واول رجل سقطت من النجوم. |
Jim Hobart o uçaklarda uçacak insanlar için heyecanlı. | Open Subtitles | (جيم هوبارت) متحمس عمّن سيسافر على تلك الطائرات. |
- Kapatmalıyız yoksa okul havaya uçacak. | Open Subtitles | أجل ، حسناً ، أغلقها عدا ذلك ، سوف ينفجر المبني بأكمله |
Saat 8'de bir kargo uçağı LAX'ten Meksiko City'ye uçacak. | Open Subtitles | 00. وهناك طائرة شحن ستقلع في 8: 00 مساءً |
Cipimiz de havaya uçacak mı? | Open Subtitles | إذا سيّارتنا السوداء في الأعلى سوف تنفجر ؟ |
Bu şeyi patlattığımızda burası Zabriskie Noktası gibi havaya uçacak. | Open Subtitles | عندما نفجر هذه الاسطوانه. فان هذا المكان سيرتفع مثل نقطة زابريسكى |
Buradan çıkmalıyız. Burası havaya uçacak! | Open Subtitles | نحن سنخرج من هنا هذه الشئ سينسف |
- Maddie havalara uçacak. - Nerede o? | Open Subtitles | ـ مادى ستشعر بسعادة غامرة ـ أين هى ؟ |