Tedaviyi sprey haline getirip uçaklardan bırakmak istiyorlar fakat işe yaramaz. | Open Subtitles | يريدون نشر العلاج بالرذاذ ويلقونه من الطائرات ولكن هذا لن يُجدي |
Peki, uydulardan, uçaklardan, yerdeki araçlardan, insanlardan verileri topluyoruz. | TED | لذا، جمعنا البيانات من الأقمار الصناعية، من الطائرات من المركبات البرية، من الناس |
Sen uçaklardan içki şişesi çalan bir adama benziyorsun. | Open Subtitles | انت تبدو من النوع الذى يسرق زجاجات الخمر من الطائرات. |
uçaklardan anlıyor. | Open Subtitles | يَعْرفُ حول الطائراتِ. |
uçaklardan anlıyor. | Open Subtitles | يَعْرفُ حول الطائراتِ. |
Karım yukarıdaki uçaklardan birinde. | Open Subtitles | زوجتي بواحدة من تلك الطائرات التي بالأعلى |
- O uçaklardan birini uçurmanız gerek. - Neden? | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى من يحلق بواحدة من تلك الطائرات - لماذا؟ |
Sen uçaklardan atlıyorsun. Adamım! Sıkı çocuksun! | Open Subtitles | انت لا تهاب القفز من الطائرات انت رجل قوي |
uçaklardan birini ayırmaya çalışmak -- çok zordur ve çok , çok tehlikelidir. | Open Subtitles | إذا كان واحده من الطائرات ...تحاول الهرب من الصعب جدا جدا جدا الخطورة |
Birden sen geliyorsun ve uçaklardan atlayıp, önemli görüşmelerine kafası iyi şekilde gidiyor. | Open Subtitles | يقفز من الطائرات ويحضر المواعيد منتشياً؟ |
Havadaki uçaklardan düşüp yerdeki insanları vuran uçak parçalarıyla ilgili. | Open Subtitles | الأمر كله متعلق بأجزاء الطائرات التي تسقط من السماء و من الطائرات و تصطدم بالأرض، و بالناس |
Tabiat gibi uçaklardan atlama be canım. | Open Subtitles | فالقفز من الطائرات ، و ليس كأنّه مطلب طبيعي |
uçaklardan hiç korkmadım. | Open Subtitles | لم أكن خائفا من الطائرات أبداً |
Korkak falan değilsin. uçaklardan atlamış adamsın sen. | Open Subtitles | أنت لست بضعيف , أنت تقفز من الطائرات |
Whiteman sınır tellerinin oradaki çoraklıkta kamp yapan bu herifler hep bu uçaklardan birinin havalanışını seyretmek için beklerler. | Open Subtitles | يراقبون قاعدة (ويتمان) لمعرفة... إن انطلقت منها، واحدة من تلك الطائرات |