"uçmuş" - Translation from Turkish to Arabic

    • طار
        
    • منتشياً
        
    • انفجر
        
    • سافر
        
    • انفجرت
        
    • الهاي
        
    • حلقت
        
    • وطار
        
    • طارت
        
    • تأثير المخدرات
        
    • منتشي
        
    • منتشية
        
    • تبخّرت
        
    • حلق فوق
        
    Böylece korsanların olduğu Neverland'e uçmuş. Open Subtitles لذا طار بعيدا إلى نيفيرلاند حيث القراصنة
    Neverland'e korsanların olduğu yere uçmuş. Open Subtitles لذا طار بعيدا إلى نيفيرلاند حيث القراصنة
    1 Mayısta Ladin'i öldürdüğümüz gün Will yayındayken uçmuş muydu? Open Subtitles في ليلة الأول من شهر مايو الليلة التي قتلنا فيها بن لادن هل كان ويل منتشياً على الهواء؟
    Başkanın başının arkasının tamamen uçmuş olduğunu gördü! Open Subtitles رأوا بأعينهم الجزء الخلفي من رأس الرئيس انفجر للخارج
    "Fast Flight" şirketiyle oraya uçmuş ve geri dönmüş. Open Subtitles لقد سافر وعاد مع شركة شحن جوية تدعى "الرحلات السريعة"
    Bir otobüs dolusu insan West End'de havaya uçmuş. Open Subtitles حافة ممتلئة بالناس قد انفجرت فى الطرف الغربى
    Adı "uçmuş". Tam benlik gibi. Open Subtitles "أنه يسمي "الهاي=الانتشاء- يبدو صحيحاً،أعطني التفاصيل-
    İki kere bir Cessna ile askeri yasak bölge de uçmuş. Open Subtitles حلقت مرتين هو سيسنا في الأجواء العسكرية المحظورة.
    Nihayet tasalanmayı bırakmış ve uçmuş. Open Subtitles ونهاية المطاف ، توقف عن التفكير وطار.
    Yani kafatasının içinden parçalar gerçek anlamda beynine mi uçmuş? Open Subtitles لذا إن الأجزاء من داخل الجمجمة حرفياً طارت الى دماغهِ؟
    Dünya'nın diğer bir yanına aşkı bulmak için uçmuş fakat sadece reddedilmiş ve utandırıcı anlar yaşamış bir kuşu düşünüyordum. Open Subtitles لا , فقط كنت أفكر بـ طير طار من الجزء الاخر من العالم ليجد الحب فقط ليكون مرفوضاً و يعاني من لحظات محرجة
    Ekibimde gerçekten uçmuş olan tek kişiydi. Open Subtitles انه الوحيد فى السرب الذى طار فعلا فى مهمات
    Bu arada, yaşlı horoz kümesten uçmuş gibi görünüyor. Doğru söylüyor. Open Subtitles الحديث عن الديك المشوى الذى طار من العش
    Nina Howard'ın Ladin yayını sırasında uçmuş olduğuna dair bir kaynağı var. Open Subtitles نينا هاورد لديها مصدر يعلم أنّك كنت منتشياً أثناء بث خبر مقتل بن لادن
    Herif uçmuş. Aslına bakarsan, birileri onu başkalaştırmış da. Open Subtitles ـ لأن الرجل كان منتشياً .. ـ بالواقع، أن أحدهم أستبدلها، ربما
    Fransız edebiyatı kitaplarının çalmasının tek yolu uçmuş olmasıdır. Open Subtitles مثل "فلاد" أن يسرق كتباً في الأدب الفرنسي هي أن يكون منتشياً.
    Cephane olduğundan direk havaya uçmuş hay lanet Open Subtitles لقد كانت الذخائر بالداخل هناك لقد انفجر المكان بأكمله تباً
    Sürücü zamanında durabilmiş, ama aniden bisikletçi havaya uçmuş. Open Subtitles استطاعت السائقة التوقف في الوقت المناسب، لكن فجأة انفجر راكب الدراجة الهوائية
    Abdul, hapishaneden çıktığı günden sonraki gün Yemen'e uçmuş. Open Subtitles سافر " عبدول " إلى " اليمن " بعد يوم هروبه من الجن
    Ağzına silahı dayamış, beynine kurşun yemiş kafasının arkası uçmuş. Open Subtitles مسدس في الفم رصاصة خلال الدماغ انفجرت مؤخرة الرأس
    Ve 'uçmuş'a hoşgeldiniz. Open Subtitles "و مرحباً بكم فى "الهاي
    - Evet. Eğer bana bu işin imkânsız olduğunu söyleyen insanları dinleseydim uçmuş olamazdım. Open Subtitles لو أني استمعت لكل شخص قال لي أنه شيء مستحيل لما حلقت بعمري.
    Yumruk yemiş ve altı metreden fazla geriye uçmuş. Open Subtitles لقد تم لكمه... وطار إلى الوراء مسافة أكثر من 6 أمتار.
    Aa, Ray'in giysileri yataktan çamaşır sepetine uçmuş. Sahiden işe yarıyor. Open Subtitles انظري ملابس راي طارت عن الفراش إلى سلة الغسيل مباشرة إنه دواء جيد
    Cliff Riker, yani eşi, bariz bir biçimde uçmuş ve aşırı heyecanlı halde ilk olarak, karısına yaptığını polislere de tattırmak istedi. Open Subtitles كليف رايكر زوجها كان تحت تأثير المخدرات بشكل واضح و كان غاضباً بشدة
    Adam uçurtma gibi uçmuş resmen! Open Subtitles إنه منتشي كطائرةٍ ورقيةٍ لعينة.
    Kafam gerçekten uçmuş durumda ve daha fazla konuşamayacağım. Open Subtitles إنني منتشية للغاية وأريد لهذا التفاعل أن ينتهي
    Bak, eğer bu benim seçimime kalsaydı, kapının dışında olurdum ama herkes aklını kaybetmiş ve seks ruleti oynamaya karar vermişken şu anda benim kafam uçmuş vaziyette. Open Subtitles اسمع، إذا كان بيدي لكنت خرجت من الباب، لكن يبدو أنّ توصيلتي قد تبخّرت في هذه اللحظة التي فقد فيها الجميع عقولهم...
    Himalayalar'dan uçmuş mu, yoksa Hindistan ekibinde miymiş? Open Subtitles هل حلق فوق (هامب) أو (الهند)؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more