Unutmayın, eğer kendinizi Wookiee ile uğraşırken bulursanız Wookiee'nin her tarafını traş etmeyin. | TED | تذكر، إذا وجدت نفسك تتعامل مع الوكيي، لا تقوم بحلق الوكيي بشكل كامل. |
İmaj çok önemli, özellikle çaput parçalarıyla uğraşırken. | Open Subtitles | الاناقة مطلوبة خصوصا عندما تتعامل مع المدراء |
Seni her gün korkunç şeylerle uğraşırken izledim; | Open Subtitles | رأيتكِ كل يوم تتعاملين مع أشياء مخيفة |
Kilidi açmaya uğraşırken bir ses duydum Baylin'in sesini. | Open Subtitles | بينما كنت اكافح لفتح القفل سمعت صوتا ً صوت بايلين |
İnsanların istemedikleri bir şeylerle uğraşırken kullandıkları bir destek. | Open Subtitles | انه الدعامة التي يستعملها الناس عندما يتعاملون مع مشاعر لا يحبونها |
Ve Aristo dedi ki, sıklıkla diğer insanlarla uğraşırken, kuralları eğmemiz gerekir. | TED | وقال ارسطوا .. انه ايضاً عند التعامل مع الاخرين احيانا نحتاج ان نحني بعض القوانين |
Çünkü bulaşıcı hastalıklarla uğraşırken, yaşayan sistemlerle uğraşıyoruz. | TED | لأننا عندما نتعامل مع الأمراض المعدية فإننا نتعامل مع أنظمة حية. |
Ben burada seninle uğraşırken, o içerde sen girmeden önce veremediği cevabı düşünüyor! | Open Subtitles | بينما انا خارجا هنا اعبث معك انه هناك يخترع جواب جواب لم يكن لديه قبل ان تدخل انت |
Tamamen incelik. Başkasının suratıyla uğraşırken hata yapma şansın yok. | Open Subtitles | نعم، لا مجال للخطأ عندما تتعامل مع وجه أحدهم. |
Patolojik bir yalancı ile uğraşırken suçluluk belirtisi aramak için kasmayın. | Open Subtitles | عندما تتعامل مع كذاب مريض لا تهتم بالبحث عن علامات تأنيب الضمير |
Sizi öyle yanlış yönlendirdiğim için kusura bakmayın ama kartellerle uğraşırken çok dikkatli olmanız gerekir. | Open Subtitles | أجل، آسف لتشتيكم في المستودع، لكن عندما تتعامل مع العصابات، لا يُمكن أن تكون حذراً للغاية. |
Evet ,teröristlerle uğraşırken biraz zorlanabiliyorsunuz. | Open Subtitles | حسنا، عندما أنت تتعامل مع الإرهابيين، أنه يمكن الحصول على القليل لزجة. |
Bu türden uzun süreli bir projeyle uğraşırken... | Open Subtitles | عندما تتعامل مع شيء الذي هو مشروع طويل الأجل |
Jones gibi bir adamla uğraşırken akıllıca sorular soramazsın. Gerçekten. | Open Subtitles | لا يمكن أن تطرحي أسئلة عقلانية عندما تتعاملين مع رجل كـ(جونز). |
Spence, sen çok daha önemli şeylerle uğraşırken, o işe el atmış. | Open Subtitles | (سبنس) لقد تقدمت حينما كنت تتعاملين مع أمور عظيمة |
Sen ev sahibiyle uğraşırken Malcolm'ı ben alabilirim belki. | Open Subtitles | ربّما يمكنني أخذ (مالكوم) مبكّراً بينما تتعاملين مع المالك |
Ben onca mektubu yazmakla uğraşırken, çabalarken sen bunları mı düşünüyordun? | Open Subtitles | بينما كنت أكتب رسائلي وأفعل كل ما أستطيع فعله، كنت تتجه إلى هذا؟ |
Sen bununla uğraşırken ben Eleanor Bloom'un ofisine dönüp evimi almaya çalışayım. | Open Subtitles | بينما كنت تفعل ذلك، وأنا ستعمل عودة لمكتب اليانور بلوم والحصول على بيتي الظهر. |
Amper bana, zavallı Dulong'un bununla uğraşırken bir gözünden ve üç parmağından olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لقد أخبرني (أمبير) أن المسكين (دولونج) فقدَ بصره وثلاثة من مساعديه يتعاملون مع هذه التجربة. |
Çünkü New Yorklular bu korkunç saldırıyla uğraşırken Halef Başkan "güvenli bölge"ye sıvıştı. | Open Subtitles | لأنه وبينما كان سكان (نيويورك) يتعاملون مع هذا الحادث الفظيع هربت الرئيسة المنتخبة إلى "موقع مؤمّن" |
Bu çok faydalıdır, özellikle erkeklerle uğraşırken. Neden? | Open Subtitles | انه مفيد للغاية خاصة عند التعامل مع الرجال |
Gizlilik bazı vakalarda hukuka uygundur kaynakları korumak ya da ulusal güvenliği korumak adına fakat gizlilik ile uğraşırken, onun arkasına saklanmayalım bahane olarak kullanılmamalı açıklanması gerekenler için biliyorsun açıklamalısın ya da Amerikalıların sonunda görmeye ihtiyacı olur. | Open Subtitles | السرية مازالت لها مبرراتها في بعض الحالات لحماية المصادر وحماية الأمن القومي لكن عندما نتعامل مع السرية لا تتخفي ورائها |
Ayrıca ben onları bulmacamla uğraşırken ateşle oynayabilesiniz diye yapardım. | Open Subtitles | بجانب, لقد كنت اصنعهن فقط لكي انتما الاثنتين تستطيعان أن تلعبان بالنار بينما انا انهي الكلمات المتقاطعة |