Sizinle oynayıp, kendinizden geçene kadar uğraşıyorlar. | Open Subtitles | يعبثون بك ويشغلونك فيما يقومون بسرقة أموالك |
Sürekli benimle uğraşıyorlar. | Open Subtitles | الفتية ، فدائمًا ما يعبثون معي |
Hala hayatlarıyla uğraşıyorlar, küçük sırları ortaya çıksa bile. | Open Subtitles | فهم لازالوا يتعاملون مع حياتهم الآن بعيداً عن سرهم الصغير |
Onlar federal ajanlar ve bir sorunla uğraşıyorlar. | Open Subtitles | انهم عملاء فيدراليون وهم يتعاملون مع مشكلة |
Çünkü onlar yoğunlaştığımız bölgelerle uğraşıyorlar. | Open Subtitles | لأنهم مشغولون في مناطقنا من التركيز. |
Aman, laf işte. Endişelenme, uğraşıyorlar. | Open Subtitles | حسنا، إنه شيء تافه لا تقلقي، إنهم يعملون عليه الآن |
Acil yardım ekipleri durumunu sabitlemek için biraz zaman kaybetti. Şimdi onu çıkarmaya uğraşıyorlar. | Open Subtitles | فريق المسعفين سوف يحاولون الإبقاء عليّه يعملون على إخراجه الآن |
Hala temizlikle uğraşıyorlar. | Open Subtitles | إنهم ما زالوا هناك يقومون بأعمال التنظيف |
Seninle hala uğraşıyorlar mı? | Open Subtitles | هل ما زالوا يعبثون معك؟ |
Seninle uğraşıyorlar sadece. | Open Subtitles | إنهم يعبثون معك.. |
Bizimle uğraşıyorlar, Lucious. | Open Subtitles | (إنّهم يعبثون معنا يا (لوشيس |
Tamam, ama o zaman niçin Red ile uğraşıyorlar ki? | Open Subtitles | إذن لماذا يعبثون مع (ريد)؟ . |
Bıçaklar, ateş ve yemekle uğraşıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتعاملون مع السكاكين والنار والطعام |
Dışarıda... bu adam gibi serserilerle uğraşıyorlar. | Open Subtitles | في الخارج يتعاملون مع الحمقى مثل هذا الشخص |
Sabahtan beri bir üniversite mevzusuyla uğraşıyorlar. | Open Subtitles | كانوا يتعاملون مع حادثة بالكلية طيلة الصباح. |
Mülteciler treni kaplamakla uğraşıyorlar. | Open Subtitles | اللاجئين مشغولون بالصعود إلى القطار. |
O insanlar asıl suçları çözmek için uğraşıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس مشغولون بحل الجرائم الفعلية |
Bu gece Colvin'in pisliğini temizlemekle uğraşıyorlar. | Open Subtitles | - إنهم مشغولون قليلا بغلق (عملية (كولفين |
Şimdi onunla uğraşıyorlar, ama çok kan kaybetmiş. | Open Subtitles | . إنّهم يعملون عليه الآن، لكنه فقد الكثير من الدماء |
Teknisyenler uğraşıyorlar ama henüz bir şey bulamadılar. | Open Subtitles | ــ مازال التقنيون يعملون عليه لكن لاشيء لحد الآن |
Ancak hala kompleks elektriksel... ve kimyasal yapıların oluşumundaki... zorluklarla uğraşıyorlar. | Open Subtitles | إلا أنَّهم مازالوا يعملون على شفرة لِمُحاكاة .التفاعلات الكيميائية و الكهربائية المعقدة بينهم |
G katında bir laboratuvar var. Dondurucu gereken bir şeyle uğraşıyorlar. | Open Subtitles | كان هنالك مختبرٌ في الطابق "ز" يقومون بأعمال في درجات حرارة منخفضة |