"uğraşan" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعبث
        
    • يتعامل
        
    • يعبثون
        
    • التي تتعامل
        
    • يتعاملون
        
    • القادرين على
        
    Ali ve bizimle uğraşan bu manyaksa, cevapları bulmalıyız. Open Subtitles ان كان هذا نفس المخيف الذي كان يعبث معنا ومع آلي
    Beni korkutup, tüm şirketi angarya hisselerle uğraşan bir yere çevirecekler duydun mu? Open Subtitles قم بمضاعفة النسبة يود هذا اللعين أن يعبث معي سنقوم بتحويل شركته اللعينة بالكامل إلى شركة أسهم رخيصة هل تسمعني ؟
    Projeyi beraberce ortaya koyan bizdik, bundan dolayı tüm şikâyetlerle uğraşan biziz. Open Subtitles نحن الذين وضعنا المشروع معاً إذن نحن من يتعامل مع كل الشكاوي
    Ayrıca, Majesteleri yılan işiyle uğraşan herkesi sorgulamak için, krallıktaki her şehre adamlar yolladı. Open Subtitles وأيضآ, جلالتك, قد أرسل رجالآ لكل مدينة فى المملكة. للسؤال عن أى شخص يتعامل مع الثعابين.
    Sende benimle uğraşan o aptal çocuklardan birisi miydin? Open Subtitles اكنت حقيرا حقا كبقية الفتيان الذين يعبثون معي
    Etkileşim tasarımı davranışıyla uğraşan tasarımcılar, hayatlarımızın geri kalanını etkilerler. TED المصممين التي تتعامل مع سلوكيات تصميم التفاعل تلك التي تذهب إلى التأثير على بقية حياتنا.
    İşte bu yüzden biraz acayip görünüyor, özellikle de yapılarla uğraşan insanlar onu garipsiyor. TED ولهذا السبب ربما تبدو غريبة قليلاً، وخاصة بالنسبة للناس الذين يتعاملون مع الهياكل بشكل عام.
    Benimle uğraşan kişiler için tek bir son vardır, Maddy. Open Subtitles هناك نتيجة واحدة فقط عندما (يعبث الناس معي, يا (مادي.
    Bizimle uğraşan bu muydu? Open Subtitles أهذا من كان يعبث معنا ؟
    Benimle uğraşan birisi. Open Subtitles من "آي" هذا ؟ إنه شخص يعبث معي
    İstasyonda Brendan ile uğraşan o berbat olan adam. Open Subtitles الرجل الذي كان يعبث مع (برندان) في محطة الوقود.
    - Emniyet müdürlüğünde göçmenlerin meseleleriyle uğraşan birini tanıyorum. Onunla konuşabilirim. Open Subtitles أعرف أحداً في الدائرة يتعامل مع قضايا الهجرة
    Korkunç bir olayla uğraşan tek ben değildim. Open Subtitles و أنا لم أكن الشخص الوحيد الذي كان يتعامل مع شيء مخيف في الساحة الأمامية
    New York'ta tüm bu işlerle uğraşan kişi o. Open Subtitles هي الشخص الذي يتعامل مع كل هذا في نيويورك
    Sosyal hizmet uzmanlarıyla, fizyoterapistlerle ve engellilerle doğrudan uğraşan kişilerle konuşmalıyız. Open Subtitles علينا ان نتحدث الى العاملين الاجتماعيين المعالجين النفسيين اي احد يتعامل مباشرة مع المعاقين
    İçeride çocuklarla uğraşan adamlara ne olur bilir misin? Open Subtitles اتعرف ماذا يحصل للرجال الذين يعبثون مع الاطفال في السجن؟
    Benimle uğraşan insanlarla uğraşmak için birçok parça tasarladım. Open Subtitles لقصد صممت الكثير من هن هذه القدارة لأعبث مع الأشخاص الذين يعبثون معي.
    Tanrı'nın planıyla uğraşan ben değilim. Open Subtitles لست ممن يعبثون بخطط الرجال العظماء
    Ortaçağ İslam dünyasındaki kimyayla ilgili çarpıcı olan şey, bu konu ile uğraşan el yazmalarının yorum gerektirmeyen aşırı sayısı. Open Subtitles المذهل حول الكيمياء في العالم الإسلامي القديم هو كمية المخطوطات المطلقة التي تتعامل مع الأمر
    Bu durum için uğraşan bir ben mi varım? Open Subtitles هل أنا الوحيدة التي تتعامل مع هذا الوضع ؟
    Özellikle eğer en kabarık nakit işlerinden biriyle uğraşan bir tanıdığım varsa. Open Subtitles خصوصًا إذا كان ليّ اتصال مع أحد الذين يتعاملون في كميات ضخمة من العملات نقدًا.
    Şimdiyse sadece bizim çözebileceğimiz dünya çapındaki tehditlerle uğraşan bir dahi takımını yönetiyorum. Open Subtitles أمّا الآن أدير فريق عباقرة، ونُعالج تهديدات في جميع أنحاء العالم نحن الوحيدين القادرين على حلّها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more