| Bunları hemen yollayacağımı düşünürsen korkarım ailen hayal kırıklığına uğrayacak. | Open Subtitles | حسنا، سوف ارسل هذه حالا. إنني أخشى ان ابويك سيخيب ظنهم بك. |
| O benim en iyi dostumdu. Şu an her nerede ise büyük hayal kırıklığına uğrayacak. | Open Subtitles | لقد كان أعزّ أصدقائي، وأياً يكن، سيخيب أمله |
| Manabe hayal kırıklığına uğrayacak. Kötü şans. | Open Subtitles | سيحزن (منابي) على الارجح ولكن هذا هو الحظ |
| Howard uğrayacak ve galaksiler arası amiral battı ile Hint Monopoly'si oynayacağız. | Open Subtitles | هاوارد) سيزورني , سنلعب) السفينة الحربية بين المجرات و (مونوبولي) الهندية |
| Gitmeden önce annene uğrayacak mısın? | Open Subtitles | مهلًا، هل ستمر بمنزل أمك قبل أن تذهب؟ |
| Oğlu hiçbir zaman istediği şeyi ona vermeyecek ve hep hayal kırıklığına uğrayacak. | Open Subtitles | لن يعطيه ولده ما يريد، وسيخيب أمله به فقط |
| göreceğini biliyorum. Burada, dünyada olanlar karşısında yüz çevirip, hayal kırıklığına uğrayacak ve bunu ekonomik büyümeye bağlayacak bazı insanlar var. | TED | كما سيذهب بعضكم إلى دياره مخذولا بسبب ما حصل في العالم وينسبون هذا إلى النمو الإقتصادي. |
| Çoktan bir alıcı buldum. Teslim edemezsem hayal kırıklığına uğrayacak. | Open Subtitles | لديَّ مشترٍ سلفاً، والذي سيخيب ظنّه إن لم أسلمها |
| Benim için sorun değil ama eğer hayır dersen diğerleri hayal kırıklığına uğrayacak. | Open Subtitles | أتعلم سأكون بخير ولكن بقية الرفاق سيخيب ظنهم لو قلت لا |
| Kim seçtiyse hâyâl kırıklığına uğrayacak o halde. | Open Subtitles | حسناً، آياً كان من أختارني .سيخيب أملهُ. |
| Anlıyorum. David hayal kırıklığına uğrayacak. | Open Subtitles | فهمت سيحزن (دافيد) كثيراً |
| Anlıyorum. - David hayal kırıklığına uğrayacak. | Open Subtitles | فهمت سيحزن (دافيد) كثيراً |
| Howard uğrayacak ve galaksiler arası amiral battı ile Hint Monopoly'si oynayacağız. | Open Subtitles | هاوارد) سيزورني , سنلعب) السفينة الحربية بين المجرات و (مونوبولي) الهندية |
| Öğleden sonra uğrayacak mısınız? | Open Subtitles | هل ستمر بعض الظهر؟ |
| Nuala uğrayacak ama artık kendilerine bakabiliyorlar. | Open Subtitles | (نيولا) ستمر عليهم لكنهم يعتنون بأنفسهم الأن |
| Açılışını kaçırdığım için çok hayal kırıklığına uğrayacak. | Open Subtitles | سيخيب أمله فيّ لتفويتي الإفتتاح |
| Seçim sonucunu bekleyenler büyük hayal kırıklığına uğrayacak... | Open Subtitles | الذين ينتظرون أن يسمعوا قراره سوف يخيب ظنهم |
| Alex bu öğleden sonra uğrayacak, belki ona çiçek yollarsın. | Open Subtitles | سيذهب (أليكس) إلى هناك بعد الظهيرة في حالة أردت إرسال الزهور. |