Bak, ikimiz de en küçük şey, ufacık bir umut için çok çaresiz durumdayız. | Open Subtitles | هل أخبرتكِ الشرطة بأي شيء؟ نحن كلانا فاقدين لأبسط شيء |
Bak, ikimiz de en küçük şey, ufacık bir umut için çok çaresiz durumdayız. | Open Subtitles | هل أخبرتكِ الشرطة بأي شيء؟ نحن كلانا فاقدين لأبسط شيء |
Sonrasında mikroskopla baktığımızda ufacık bir zehir damlası görebiliriz. | TED | ثم تحت المجهر نستطيع أن نرى ظهور قطرة صغيرة من السم. |
...ki o ufacık bir plastikti. Bu ise Ferrari. | Open Subtitles | إنها ليست قطعة صغيرة من البلاستيك هذه فيرارى |
Öncelikle söylemeliyim ki, ufacık bir aile içi şiddet bile kabul edilemez. | Open Subtitles | في البداية.. دعوني أقول بأن ولا جزء من العنف المنزلي يعتبر مقبول. |
Geçen bahar ufacık bir damarda önemsiz küçük bir kasılmam oldu. | Open Subtitles | فى الربيع الماضى أصابنى تشنج صغير فى أحد الأوعية الدموية الصغيرة |
"Bunun" demeden önce ufacık bir duraklama mı yaşadın? | Open Subtitles | ألاحظت تلك الوقفة الصغيرة جداً هل أخذتها قبل أن تقول "ذلك"؟ |
ufacık bir iz veya herhangi bir şey bulsanız bile, bu, o günkü kavgadandır. | Open Subtitles | لذا أعتقد إذا وجدت قطعة صغيرة من الغبار، أو ما شابه، إذن ذلك من معركتنا |
Böyle muazzam bir yük, ufacık bir günahla silinip gitti. | Open Subtitles | اجتاحني هذا العبء الكبير كسرة صغيرة من الشعور بالذنب |
Yani ufacık bir düşünce kesitini alıp, önümüzde görebildik. | TED | لقد تحصّلنا على نتف صغيرة من "فكرة"، و استطعنا أن نرى ذلك أمام أعيننا. |
Ya yer çekimi en az diğer güçler kadar güçlüyse ve bunu sadece uzay dışı boyutta gözlemleyebiiyorsan ve bizim deneyimlediğimiz yer çekiminin onu çok güçsüz gösteren sadece ufacık bir kısmıysa? | TED | ماذا لو كانت الجاذبية قوية كبقية القوى واذا استطعت النظر اليه من البعد الخارج المكاني وما نختبره أنت وأنا هو شريحة صغيرة من الجاذبية ويجعلها تبدو ضعيفة جداً ؟ |
Öncelikle söylemeliyim ki, ufacık bir aile içi şiddet bile kabul edilemez. | Open Subtitles | في البداية.. دعوني أقول بأن ولا جزء من العنف المنزلي يعتبر مقبول. |
Ortada firil firil dönen bunca bumerangin ardinda sen annesi ve babası için ağlayan, ufacık bir çocukmuşsun. | Open Subtitles | ان خلف كل تلك العاصفة واشارات الوطواط انت فقط طفل صغير فى ملابس للعب يبكى طالبا اباه وامه |
Sadece belinde ufacık bir acı hissedeceksin. | Open Subtitles | فقط الم صغير فى اسفل الظهر. |
Küçük, ufacık bir kasaba... | Open Subtitles | هو قليلاً، القرية الصغيرة جداً... |