Beni gerçekten vuracağınımı sandın seni ukala ahmak? ! | Open Subtitles | هل تعتقد أنك يمكن أن يضربني ، أنت مغرور وخز؟ |
Onun burnundan düşmüşüm. Sadece öfkeli, aksi, ukala ve sakat değilim. | Open Subtitles | نعم، أنا مثله عدا أنه غاضب، عنيف، مغرور و عاجز |
Öyle değil ve bu ukala davranışların kimsenin seni istememesinin sebebi işte! | Open Subtitles | هذا ليس ذلك وهذا التصرف المتحاذق هو السبب أن لا أحد يريدك |
- Bu ukala yavşak ölü arkadaşımızı götürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | هذا السافل المغرور كان يحاول ان يتلوّط على صديقنا المتوفي |
Keskin gözlerinin emin ayağımın ukala kıçını nasıl tekmelediğini görmek ister misin? | Open Subtitles | أترغب عين الصقر خاصتك في مشاهدة قدمي الثابتة تركل مؤخرتك الذكية ؟ |
Bir ajan olarak, ukala ve küstah olsan da bu olay, kariyerinin bitmesine neden olabilir. | Open Subtitles | أنظر, حتى عميل متغطرس مثلك عليه أن يعرف أن ما تقوم بتهديده سينهي عملي |
Her zamanki ukala dümbeleği hâlin. | Open Subtitles | أنت دائماً متحذلق |
Buraya Kuzeydoğulu ukala bir piçten nutuk dinlemeye gelmedim ben. | Open Subtitles | أنا لم أجئ لأحَاضر من قبل صغير مغرور من المنظقة الشّمالية الشّرقيّة |
Kızları yatağa atmak için bütün zamanını saçlarını hiçbir şeyi umursamıyormuş havasında tarayan ukala, sersemin tekiyle. | Open Subtitles | شخص غبي و مغرور و يقضي وقته في تصفيف شعره حتي يظهر بشكل انه لا يبالي حتي تسقط الفتيات مع في السرير |
ukala sunucu dalga geçsin diye insanlar programa çağrılıyor. | Open Subtitles | الناس تتصل ليتم السخرية منها وتوبيخها بواسطة مضيف مغرور ؟ |
Haklı olmama rağmen hala ukala mı oluyorum? | Open Subtitles | كنت لا يزال الاتصال بي مغرور إذا أنا الحق؟ |
O zaman Washington'a kadar olsun, ukala. | Open Subtitles | في هذه الحالة, ايها المتحاذق الي واشنطن العاصمة |
Ellerini görebileceğim bir yere koy, ukala serseri. | Open Subtitles | ضع يداك حيث يمكنني رؤيتهما أيّها المتحاذق |
Bu ukala piç kurusu rock asiliyle karşı karşıyaydı ve işin amına koydu. | Open Subtitles | ذاك السافل المغرور كان أمام أسطورة روك, و أفسد الأمر ظننت حقاً اننا اصلنا ذات البيّن |
Öyle mi? Bunu görmek üzereyiz, küçük bayan ukala çocuk. | Open Subtitles | سننتظر ونرى من هو الصادق أيتها الأنسة الصغيرة الذكية |
Bizim şamanımız buradan 500 mil uzakta. ukala bir adamsınız. | Open Subtitles | كاهننا يبعد 500 ميل من هنا أنت رجل متغطرس |
ukala herif! | Open Subtitles | يا له من متحذلق. |
Şu ukala sorumlunun parasıyla yaptığı da bu değil mi? | Open Subtitles | أليسَ هذا ما يفعله ذلكَ المخرج المتعجرف بماله الخاص؟ أليسَ هذا ما يفعله ذلكَ المخرج المتعجرف بماله الخاص؟ |
O zeki. Ama biraz da ukala. | Open Subtitles | إنها حادة الذكاء على الرغم من أنها مغرورة قليلاً |
Senin ukala oğlun yüzünden Olimpiyatları alamadık. | Open Subtitles | ، أنت والد ذاك الطفل المتذاكي الذي كلف البلدة الألعاب الأولمبية |
Pekala, ukala. Ona ne yaptırayım? | Open Subtitles | حسناً أيها الرجل الذكي ماذا لديك له ليعمله ؟ |
Mahkemede bu kadar ukala davranamayacaksın. | Open Subtitles | لنرى إن كنت ستكون مغروراً هكذا في المحكمه |
Çünkü koçuna ukala demeye cüret eden sümüklü bir serseri oynamayı bırak, sucu bile olamaz. | Open Subtitles | لأن اي مغفل لن يقول عن مدربه متحاذق لن تحصل على كمية مياه ، ناهيك عن اللعب |
Peki ukala, ne tarafına gideyim? | Open Subtitles | واضح حسنا , أيها الحذق , هل تعلم بأي اتجاه عليي أن أعبر؟ |
Biliyor musun bazen tehlikeli bir şekilde ukala oluyorsun. | Open Subtitles | كما تعرف، أنت تنحرف بشكل خطير إلى الغرور. |
Hatırladım, hani şu ukala babanın izinde olan bir polise dönüştüğü film. | Open Subtitles | اووه حقا , هل هو حيث اتضح ان الاب المتحذلق هو شرطي خارج الخدمة |