Khruschev şimdi ise Doğu Almanya lideri Walter Ulbricht'e barış anlaşması önerdi. | Open Subtitles | عرض خروشوف على زعيم ألمانيا الشرقية فالتر أولبريشت معاهدة سلام |
Halkı azaldıkça Ulbricht endişelenmeye başladı. | Open Subtitles | ،بينما كان شعبه يتلاشى أصبح أولبريشت قلقًا |
Sovyet Bloğu dışında çok az ülke Ulbricht'in Alman Demokratik Cumhuriyetini tanımıştı. | Open Subtitles | خارج حدود الكتلة الشرقية، دول قليلة اعترفت (بجمهورية ألمانيا الديموقراطية بقيادة (أولبريشت |
Fikrimce bu Ross Ulbricht'in profilinin çizilmesinde çok etkili oldu. | Open Subtitles | في تلوين صورة روس ألبريتس منذ إلقاء القبض على روس |
Yani FBI'ın bütün soruşturması Ross Ulbricht'in Korkunç Korsan Roberts olduğunu ispatlamaya dayanıyor, değil mi? | Open Subtitles | أن القرصان الرهيب روبرتس هو روس ألبريتس . . صحيح. هذا هو الجزء الأكثر أهمية، أليس كذلك؟ |
Ulbricht ekonomik sorunların üzerine bir sessizlik örtüsü çekmişti. | Open Subtitles | فرض ألبريشت حالة من التعتيم ،على المشاكل الإقتصادية |
Ulbricht'e göre her iki Alman Devleti de, Doğu ve Batı Almanya tanınmadıkça, Avrupa'da uzun süreli bir barış olmayacaktı. | Open Subtitles | ردّ أولبريشت بأنه من الممكن أن لا يحدث أي سلام دائم في أوروبا حتى يتم الإعتراف بكلا الدولتين الألمانيتين، الشرقية والغربية |
"Ulbricht büyükelçimize barış anlaşması imzalanması ve kontrolün sağlanması sözlerinden bıktıklarını belirtti. | Open Subtitles | فالنتين فالين مستشار خروشوف أشار أولبريشت إلى سفيرنا" أنهم ضاقوا ذرعا بالوعود التي قطعناها لهم بشأن |
Stalin, Walter Ulbricht'i Doğu Almanya'nın yöneticisi olarak seçmişti. | Open Subtitles | (اختار (ستالين) (فالتر أولبريشت ليكون حاكمًا لألمانيا الشرقية |
Stalin'in ölümünden sonra Ulbricht, Almanya'nın kendi idaresindeki bölümünü Stalinci çizgiler doğrultusunda yeniden inşa etmek üzere çaba sarf etti. | Open Subtitles | (سارع (أولبريشت) بعد وفاة (ستالين في إعمار قسمه من ألمانيا (على طول الحدود المؤيدة لـ (ستالين |
Tıpkı Stalin gibi Ulbricht te muhalefete tahammül edemiyordu. | Open Subtitles | على منوال (ستالين) لم يتهاون أولبريشت) مع المعارضة) |
Ulbricht kararlı bir biçimde, Doğu Alman halkından sadakat tazelemelerini istedi. | Open Subtitles | (غير مرتدع؛ طلب (أولبريشت تجديد الولاء من أهل ألمانيا الشرقية |
Kremlin'de teyakkuz halindeki yeni liderler, Ulbricht'e katı politikalarını yumuşatmasını emrettiler. | Open Subtitles | ،بعد تخوف القادة الجدد في الكرملين من ذلك أمرو (أولبريشت) تخفيف سياساته الصارمة |
Sovyet yetkililer, krizin bu şekilde kontrolden çıkmasına göz yuman Ulbricht'e şaşırmışlardı. | Open Subtitles | (صُعقت السلطات السوفيتية أنّ (أولبريشت ساق الأزمة خرج زمام السيطرة |
Hatta Ross Ulbricht'in davasını ilgilendiren hiçbir resmi belgede bahsi bile geçmiyor. | Open Subtitles | الخاصة بمحاكمة روس ألبريتس اعتقد ان دفاعه قد تكتم عنه لأن الحكومة لا تريد الحديث عنه |
Ross Ulbricht ve Yeni Sınır İçin Oyun Günü | Open Subtitles | محاكمة روس ألبريتس اليوم هيئة محلفين ستقرر في قضية يمكن أن تؤثر على |
29 Mayıs 2015'te Ross Ulbricht ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. | Open Subtitles | في 29 مايو 2015، حكم على روس ألبريتس بالسجن مدى الحياة دون إمكانية الإفراج المشروط |
Ross William Ulbricht Austin'in bir mahallesinde Kirk ve Lyn'in tek oğlu olarak ablası Callie ile birlikte büyüdü. | Open Subtitles | روس وليام ألبريتس نشأ في إحدى ضواحي مدينة أوستن الابن الوحيد لكيرك ولين مع شقيقه أكبر سنا تسمى كالي إنها عائلة محبة، متماسكة من الطبقة الوسطى |
Federalleri Ross Ulbricht'in yakalandığı San Francisco kütüphanesine kadar getiren bu soruşturma zincirini başlatan ilk delil parçasının ne olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | التي قادت الفيدراليين في سلسلة من التحقيقات إلى مكتبة سان فرانسيسكو حيث تم القبض على روس ألبريتس كل ما نعرفه هو انهم في مرحلة ما وجدوا مكان خوادم طريق الحرير |
Khruschev Ulbricht'e bu olaydan iki gün önce onun, Ulbricht'in bu duvarı inşa edeceğini ama Amerikan ve Batılıların topraklarından bir karış dahi almamasını özellikle söyledi. | Open Subtitles | لاسيما أن ألبريشت تم إعلامه بواسطة ،خروشوف قبل يومين من هذا الحدث انه، ألبريشت، له أن يبني هذا الجدار ولكن عليه ألا ينتهك شبرًا واحدًا من الحقوق الأميركية والغربية |