Tabi, bu ulusal bir sorun, ama size Montana'dan başka bir hikaye anlatacağım | TED | نعم ان مشكلة المياه .. هي مشكلة وطنية .. ولكن دعوني اركز على مونتانا .. اريد ان اخبركم قصة |
Bu liderler işgale son vermek ve bölgede barışı sağlamak için büyük çapta ulusal bir pasif eylem düzenlemeye çalışıyorlar. | TED | هؤلاء القادة يحاولون صياغة حركة لاعنف وطنية واسعة النطاق لانهاء الاحتلال وبناء السلام في المنطقة. |
Los Angeles Eyalet Hapishanesi'nin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en büyük psikiyatrik tesis olması ulusal bir trajedi ve bir skandal. | TED | إنها مأساة وطنية أنه في سجن المقاطعة في لوس انجلوس هو أكبر مصحة للأمراض النفسية في الولايات المتحدة |
Bu ulusal bir gurur meselesidir çocuklar! | Open Subtitles | هذه مسأله عزة وطنيه يا اولاد |
Claire, biliyorsun biz ulusal bir organizasyonuz | Open Subtitles | هل تعرفين "كلير" نحن منظمه وطنيه |
Sen de az önce ulusal bir şampiyona yenildin. | Open Subtitles | فقد خسرت أمام بطلًا وطنيًا لتوّك |
Mahşerin Dört Atlısı'nın bu kadar az günde ikinci kez imkânsız gibi görülen bir şeyi başarmasının sonucunda bu olay kısa sürede ulusal bir haber hâline geldi. | Open Subtitles | {أصبح ذلك i1}أضحى ما حدث قصّة وطنيّة للفرسان الذين فعلوا أمرًا مستحيلًا ظاهريًّا للمرة الثانية خلال هذه الأيام القلائل |
Bu bir oyun değil, Stark. Söz konusu olan ulusal bir güvenlik meselesi. | Open Subtitles | هذه ليست لعبة يا (ستارك)، إنها مسألة أمن قومي. |
Ama kimseyi suçlamasanız bile, bu ulusal bir sorun ve bir kesim bu konuda diğerinde daha duyarlı olmuştur. | TED | و لكن حتى لو لم نلم احد، تظل هي مشكلة وطنية و احد الاطراف مهتم اكثر من غيره |
Son birkaç yıldır, kampüsteki cinsel istismar hakkında ulusal bir tartışmayla uğraşıyoruz. | TED | على مدى عدة سنوات شاركنا في مناقشات وطنية حول التحرش الجنسي في حرم الجامعات. |
Bunlar, ziyaret başına benim gibi özel doktorlardan iki kat daha fazla ödenek alan, ulusal bir sigortalı klinik ağına bağlıdır. | TED | وهي شبكة وطنية للعيادات التي تعد شبكة أمان والتي تتلقى ضعف التمويل الحكومي عن كل فحص مقارنة بالأطباء الخاصين مثلي. |
Bu sahalar o kadar kirli ki devlet temizliğini ulusal bir öncelik haline getirdi. | TED | تلك هي المواقع الملوثة بشدة، والتي اعتبرت الحكومة أن تنظيفها أولوية وطنية. |
Netlik, şeffaflık ve empatiyi ulusal bir öncelik haline getirmek bence, bizim ve bu organizasyonun görevidir. | TED | يتوجب علينا .. وعلى هذه المؤسسة، كما أعتقد، لجعل الوضوح، الشفافية، والتعاطف كأولوية وطنية. |
İkisi de, yukka ve Creosote çalısı, Toprak Yönetimi Bürosu'nun arazisindeler ve bu ulusal bir parkta korunmaktan çok farklı tabii ki. | TED | وكلاهما يتواجدان على أراضي مكتب إدارة الأراضي و هذا الأمر يختلف تماماً عن كونها محمية في حديقة وطنية |
Sizinle görüşmeliyim, Bay Poirot. Bu ulusal bir önem taşıyor. | Open Subtitles | أريد أن أقابلك يا سيد "بوارو" إنها حالة طوارئ وطنية |
Bu, ulusal bir mesele oldu. | Open Subtitles | هذا الامر اصبح قضيه وطنيه |
Alejandro ve onun sevgilisi Elisa ile zorla girmişler ve ulusal bir hazineyi çalmışlardı... | Open Subtitles | (مع صديقه اليخاندرو وحبيبته (إليسا وسرق كنزًا وطنيًا (الا وهو (سيف سيمون بوليفار |
Mahşerin Dört Atlısı'nın bu kadar az günde ikinci kez imkânsız gibi görülen bir şeyi başarmasının sonucunda bu olay kısa sürede ulusal bir haber hâline geldi. | Open Subtitles | {أصبح ذلك i1}أضحى ما حدث قصّة وطنيّة للفرسان الذين فعلوا أمرًا مستحيلًا ظاهريًّا للمرة الثانية خلال هذه الأيام القلائل |
Bu ulusal bir güvenlik meselesi. Olduğun yerde kalmanı söyledim. | Open Subtitles | هذا مسألة أمن قومي قلت تراجع |