"umarım öyle" - Translation from Turkish to Arabic

• أتمنى ذلك
• آمل ذلك
• اتمنى ذلك
• أتمنى هذا
• أأمل ذلك
• أَتمنّى لذا
• أنا طبعاً أتمنى بأن ماحدث
• آمل هذا

Umarım öyle olur. Yani, her şeyden önce, çocuklar için buradayız, değil mi?
أتمنى ذلك أعني بالنهاية نحن هنا من أجل الأطفال

- Belki çocukken suiistimal edilmiştir. - Oh. Umarım öyle olmuştur.
ربما تريد أن تعامل كالأطفال يا إلهى ,أتمنى ذلك

Umarım öyle değildir. Buna konuya geri döneceğim.
لا آمل ذلك. سأعود إلى هذه النقطة لاحقا.

Umarım öyle olur. Bayanlar nereye gidiyormuş bakalım?
ـ حسنا، آمل ذلك إلى أين تذهبان أيتها السيدتين ؟

Umarım öyle olur, kardeşim. Dün kızımı ortodontiste götürdüm.
اتمنى ذلك يا برو ، لقد اخذت ابنتى امس الى طبيب الاسنان

Umarım öyle olur. Umarım fırtına öldürür onları. Hepsinin dibine kibrit suyu döker.
نعم، أتمنى هذا أتمنى أن تقتلهم العاصفة كلهم

Umarım öyle olmaz.
حسناً , أنا لا أأمل ذلك.

Umarım öyle olur çünkü sana büyük bir hevesle güven duyuyorum.
أتمنى ذلك لأن أشعر بدافع قوي لأمنحك ثقتي

Umarım öyle olur. Bu öbür dünyaysa, büyük hayal kırıklığı demektir.
, أتمنى ذلك بالفعل , إذا كانت هذه الحياة الأخرة . لكانت محبطة للغاية

Umarım öyle olur çünkü sistolik 68'e düştü.
حسنا, نعم, أتمنى ذلك لأن ضغطها الإنقباضي نزل إلى 68.

Umarım öyle değildir efendim. Tabi eğer ilanıma cevap veren şeytan değilse.
-لا أتمنى ذلك سيدى ، الا اذا أجاب الشيطان عن اعلانى

Umarım öyle olur. Yoksa, baban seni sürmek zorunda kalacak.
أتمنى ذلك و إلا سيضطر أبوك إلى نفيك

Umarım öyle olur. Ailenle ilgilenmelisin.
أتمنى ذلك قطعا ، أنت بالفعل منشغل هنا

- Sabırlı ol. Geçer. - Umarım öyle olur.
كن صبوراً، سوف تزول - آمل ذلك -

Sağ olun. Umarım öyle olur.
شكرا لك آمل ذلك أيضا

- Umarım öyle olur, gerçekten. - Ben de.
أنا حقاً آمل ذلك وأنا أيضاً

Evet, elimizde satacak başka bir şeyimiz olmadığını düşünürsek Umarım öyle olur.
نعم , اتمنى ذلك , مع الوضع اننا ليس لديما شيئا اخر لبيعة

Umarım öyle olur, çünkü beni bitiriyorsun.
اتمنى ذلك لانكي تصيبينني بالتعب

Umarım öyle olur madam.
اتمنى ذلك سيدتي

- Umarım öyle olur, efendim.
. أتمنى هذا , سيدى

Umarım öyle olmuştur.
أأمل ذلك

Umarım öyle olur.
الله، أَتمنّى لذا.

Zaten Umarım öyle planlamış olmamışsındır, Johnnie.
أنا طبعاً أتمنى بأن ماحدث من سوء هناك (لم يكن مخططاً له يا 0جوني.

Jeremy'nin iyiliği için Umarım öyle olur.
نحسّن من رعايتنا له. آمل هذا كُرمى لـ (جيرمي).