Umarım öyledir. Çünkü o yalanın kokusunu almakta çok yeteneklidir. | Open Subtitles | أنا آمل ذلك لأن لديه الموهبة لتحري الكذب |
Umarım öyledir, çünkü eski meseleleri açmaktan hiçbir yarar gelmez, değil mi? | Open Subtitles | آمل ذلك لأنه لا ينفع إنتشال العظام القديمة أليس كذلك ؟ |
- Umarım öyledir. Her zaman olabileceğimi söylediğin adam olmak istedim. | Open Subtitles | آمل ذلك , أودّ أن أكون المرء الذي أخبرتِني دائمًا أن بوسعي غُدوّه |
İyileşiyorsunuz da. Umarım öyledir. Ama neden, Doktor Bey? | Open Subtitles | أتمنى ذلك ، و لكن لماذا أيها الطبيب لماذا أتحسن ؟ |
Umarım öyledir. Ne yapacaksın? | Open Subtitles | أتمنى هذا ما هي خطوتك التالية؟ |
Umarım öyledir. Keçi sağmak zorunda kaldım çünkü. | Open Subtitles | اتمنى ذلك فلقد اضطررت لحلب معزة للحصول علية |
Umarım öyledir. Çünkü bu işe bir şekilde bulaştıysanız annenin davası gerçekten zarar görecek. | Open Subtitles | آمل ذلك ، لأنكم يا فتيات إن كنتم متورطين بأي شكل فهذا بالفعل سيضر قضية والدتك |
Umarım öyledir. Burdaki müdüre mektup göndermiştim. | Open Subtitles | حسناً، آمل ذلك لقد أرسلت خطاباً إلى المشرف هنا |
O kasaba ona çok iyi bakmış, yani Umarım öyledir. | Open Subtitles | في تلك المدينة يهتمون به حقا لذلك آمل ذلك |
Umarım öyledir. Lütfen oturun. İşte, iyi gidiyorsun. | TED | آمل ذلك. اجلس من فضلك. أحسنت أداءً |
- Umarım öyledir. | Open Subtitles | - بالتفكير في نهود أمك, هل هذه كذبه؟ - آمل ذلك |
Umarım öyledir çünkü çoktan numaramı yazdım. | Open Subtitles | آمل ذلك لأنني دونت رقمي بالفعل |
YEMEĞE GİDİYORUM DÖNECEĞİM Umarım öyledir. | Open Subtitles | ذهبت لتناول الغذاء وسأعود فى الواحدة ونصف أتمنى ذلك |
Umarım öyledir, ama mahkemede harikaydın. Jüri sevdi seni. | Open Subtitles | أتمنى ذلك ، ولكنك كُنت رائعاً خلال المُحاكمة هيئة المُحلفين أحبتك |
Umarım öyledir. Umarım annem, onu ne kadar çok sevdiğimi biliyordur. | Open Subtitles | أتمنى ذلك, أتمنى أنها تعلم كم احبها |
Umarım öyledir, çünkü bunlar tükenmeye başladı. | Open Subtitles | أتمنى هذا لان ليس لدى الكثير من هذا |
Umarım öyledir. Adamım, burayı ayağa kaldırmıştık biz. | Open Subtitles | اتمنى ذلك, يارجل, لقد فجرنا هذا المكان حماساً |
Umarım öyledir, çünkü eğer Nancy'nin bakışları hakkında konuşmaya başlarsan... | Open Subtitles | اتمنى هذا, ولكن لو بدأت تتحدثين عن طريقة نظر نانسى اليك... ف |
Onun iyiliği için, Umarım öyledir. | Open Subtitles | لأجلها، أَتمنّى لذا. |
Umarım öyledir, çünkü ben, ahh... duruşmanın bir oturumunu sana bıraktırabilirim, Rudy. | Open Subtitles | أرجو ذلك لأنني من الممكن أن أسلم بعض المرافعات لك يا رودي |
Umarım öyledir, en iyi müşterimsin. Seni kaybetmeyi göze alamam. | Open Subtitles | أتمنى ألا يحدث ذلك, أنت أفضل زبون عندي, لا أستطيع تحمل فقدانك |
Umarım öyledir yoksa ödevimin sonunu baştan yazmam gerekecek. | Open Subtitles | أمل ذلك , أو سأعيد كتابة نهاية أخرى لبحثي |
- Umarım öyledir. | Open Subtitles | -حسنا، آمل أنها كذلك. |
Klon telefonları, versiyon 5. Kriptolamayı bitirdim, Umarım öyledir. | Open Subtitles | هواتف مستنسخات، النسخة 5.0 ذوو تشفير عالٍ، آمل هذا |
Şuraya yazıyorum, Umarım öyledir. | Open Subtitles | تذكر كلامي أتمنى أن يكون محقاً |
Umarım öyledir. | Open Subtitles | حَسناً، أَتمنّى ذلك. |
- Yani, gerçekten çarpmıyor. - Umarım öyledir. | Open Subtitles | ـ أعني، أنه ماكر حقًا ـ يفضل أن يكون كذلك |
Umarım öyledir. Kendi iyiliğin için. | Open Subtitles | وآمل أن لا ، لأجلك. |