Memeler ve kalça. Memeler ve kalça. umurlarında olan tek şey bu. | Open Subtitles | الصدور و المؤخرات ، هذا كل ما يهتمون به ، شكراً لك |
Neden? Çünkü tümler bencil çoğaltıcılardır ne biz, ne gezegenimiz ne de başka şeyler umurlarında. | TED | لماذا ؟ لأن التيمات مكررات أنانية ولا يهتمون بنا، ولا بكوكبنا، ولا بأي شيء آخر.. |
Herkes böyle bir şey istemez ama umurlarında değil. | TED | لا يرغب كل شخص في شراؤه لكنهم لا يهتمون. |
Sizi kimin koruduğu umurlarında değil. Nanking'ten sonra değil. | Open Subtitles | إنهم لن يهتموا من يحميك الآن ليس بعد نانكنج |
Onlara parandan bahsettim. Hiç de umurlarında değil. | Open Subtitles | أخبرتهم عن نصف المليون وهو لا يهمهم في شيء |
İnsanlar her sabah uyanıyor ve yoksulluk umurlarında değil. | TED | يستيقظ الناس في الصباح. لا يكترثون بالفقر. |
umurlarında değil. Onları önergelerle boğabilirim. İki tane sundum bile. | Open Subtitles | إنهم لا يهتمون , كل ما أستطيعه هو أن أريهم الأحداث , أرسلت لهم ملفين إلى الآن |
Üretimin aksaması falan, buradaki bazı subayların umurlarında bile değil. Bunu anlamalısın. | Open Subtitles | عليك أن تفهم أن بعض الضباط هنا يهتمون بالانتاج |
Bir savaş çıksa umurlarında değil. | Open Subtitles | الذين بالخارج لا يهتمون بوجود حرب دائرة الأن |
Küçücük kuşlar umurlarında değil. | Open Subtitles | قال فيها أنه قد حصل على كل الموافقات على البناء إنهم لا يهتمون بالطيور الصغيرة |
İçeri giren adam değil, dışarı çıkan umurlarında. | Open Subtitles | لا احد يهتم بالرجل الذي يختفي إنهم يهتمون بمن يخرج لهم |
İyi dans etmen umurlarında değil. Bu bir maraton. | Open Subtitles | هم لا يهتمون إذا كنت جيدا بالرقص.انه ماراثون. |
Ama ifadelerinin karşılığında bir ödül alacaklarını ve o gece ne gördüklerinin umurlarında olmadığını ispatlayamadık ama arabalarının camlarının buğulu olduğunu söylediklerini öğrenebildik. | Open Subtitles | لكن لم نستطع إحضار الحقيقة أنهم قالوا سيحصلون على المكافأة وهم لم يهتموا إذا شاهدوا شيء أم لا |
Bakın, tek istedikleri beş isim daha eklememdi, kim olduğu umurlarında bile değildi. | Open Subtitles | كل ما كانوا يحتاجونه هو خمسة أسماء أخرى ولم يهتموا بمن كانوا |
Hayatımı kurtardın ama bunu görmediler. umurlarında değil. | Open Subtitles | أنت أنقذت حياتي لكنهم لم يروا ذلك ولا يهمهم حتى. |
Buranın sahibi olan ailenin iyi bir şarap ürettikleri sürece kâr yapıp yapmamak umurlarında değildi. | Open Subtitles | العائلة المالكة للمكان لا يهمهم ان قلت الارباح ان صنعت زجاجة افضل |
Hatta yalan bile söyledim ama pek de umurlarında olmadı. | Open Subtitles | ، لقد كذبتُ عليهم لكن بدا أنهم لا يكترثون |
Polisler ateş açarak geliyorlar. Onun çocuğunun durumu umurlarında bile değil. | Open Subtitles | الشرطة سيجيئون بإطلاق النار هم لا يهتمّون بإبنه |
Belki de umurlarında olmadığından. Sadece umursamazlar. | Open Subtitles | ربما لأن فى أعماقهم لا يبالون لا يبالون فحسب |
Ama meclis bizi çağırdığında aşık mıyız değil miyiz umurlarında olmaz. | Open Subtitles | لكن حين يطلب المعشر عودتنا، فهم لا يحفلون سواء كنّا مغرمين أم لا. |
Sanat falan umurlarında değil Onları bir bakışta tanırım. | Open Subtitles | هم لا يَهتمّونَ بالفَنِّ. أنا يُمْكِنُ أَنْ أَكتشفَهم بنظرة خاطفة. |
Telefon dinleme kurallarının umurlarında olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | لقد حاولوا قتلك هل تظن إنهم سيهتمون بقوانين التصنت علي التلفونات؟ |
Bir orospunun görüp görmemesi umurlarında olmaz. | Open Subtitles | لا يعنيهم إن كانت بائعة الهوي عمياء |
İnsanların bu yerlere gitmezlerse buralara âşık olmayacaklarını, buraların umurlarında olmayacağını çok iyi biliyordu. | TED | وعرف بأنه إذا لم يذهب الناس إلى هذه الأماكن، فإنهم لن يقعوا في حبها، ولن يكترثوا لها. |
Kim olduğumuzu bilmiyorlar ve bu umurlarında da değil. Bilselerdi, muhtemelen alkışlamazlardı. | TED | لا يعرفون من نحن ولا يأبهون. وإذا إهتموا لكان من المرجح أن لا يصفقوا. |
- Bilgisiz, haberleri yok ve umurlarında değil. | Open Subtitles | ليس لديهما فكرة عن الأمر لا يعرفان ولا يكترثان |
İnan bana, yan hasarlar umurlarında bile olmayacak. | Open Subtitles | ثقى بي ، فإنهم ليسوا قلقين من حدوث أى أضرار جانبية |