| Benim uğraştığım insanlar, kuralları umursamıyorlar. Tek umursadıkları, sonuç almak. | Open Subtitles | الأشخاص الذين أعمل معهم لا يهتمون بقواعدك، كل ما يهتمون به هو النتائج |
| Onların tek umursadıkları lanet olası bir kuşun neslinin tükenmesi. Git bunu onlara söyle. | Open Subtitles | يهتمون فقط إذا كان هناك طائر لعين يتعرض للإنقراض |
| Hayatlarını kolaylaştıran şeylerin dışında umursadıkları bir şey yok. | Open Subtitles | انهم لا يهتمون حيال اي شيء و هو الشيء الذي يجعل الحياة اسهل |
| Burada, Columbus'da da pek umursadıkları söylenemez. | Open Subtitles | حسنا، أنهم لا يهتمون ل'م كثيرا هنا في كولومبوس سواء. |
| Kahretsin benim ne düşündüğümü de umursamıyorlar. Tek umursadıkları kayıp hakim. | Open Subtitles | كل اهتمامهم بالقاضية المفقودة |
| Tek umursadıkları bu... Kendileri, o an. | Open Subtitles | كل ما يهتمون به هو انفسهم واللحظة الراهنة |
| Büyük ihtimalle o sahtekar yerde tek umursadıkları odur. | Open Subtitles | من المُحتمل أنه الشيء الوحيد الذي يهتمون به هُناك في ذلك المكان الطموح |
| Tek umursadıkları; yeni, güzel savaşları. | Open Subtitles | كل ما يهتمون إليه هي حربهم الجديدة. |
| Tek umursadıkları; yeni, güzel savaşları. | Open Subtitles | كل ما يهتمون إليه هي حربهم الجديدة. |
| Benciller ve tek umursadıkları şey para. | Open Subtitles | وهم ايضاً انانيون وهم فقط يهتمون بالمال |
| Onların seni umursadıkları yok! | Open Subtitles | إنهم لا يهتمون بك |
| Tek umursadıkları Farmville ya da Pacman'de 100,000 altın kazanmak. | Open Subtitles | كل ما يهتمون به هو تحصيل 100,000 قرشاً للعبتي (فارمفيل),(باك مان) |
| Tek umursadıkları para. | Open Subtitles | كل ما يهتمون لأجله هو المال. |
| - Tüm umursadıkları kendi türleri. | Open Subtitles | اخرس - كل ما يهتمون بـه - |