Ateşi azaltarak, suyun kaynamasını önlemeyi umut ederek. | Open Subtitles | على أمل تخميد أسفل النار الغلاية لن يغلي اكثر وبعد ذلك؟ |
Birgün iyi niyetli bir insan olup, katibinin maaşınına 5 şilin zam yapmasını umut ederek. | Open Subtitles | على أمل يستجمع ما يكفي من النيّة الحسنة ليرفع أجرَ مستخدَمه 5شلنات في السبوع |
Hayatlarımızı karanlıklarda yaşıyoruz, güneşi umut ederek ki nadir ışıkları... | Open Subtitles | نعيش حياتنا في الظلام على أمل أن تشرق الشمس لتمحو... |
Ve ölmeden önce hayatını ona teslim ettiğini umut ederek yaşıyorum. | Open Subtitles | و أنا أعيش على أمل بأنك قد وهبت له حياتك قبل مماتك |
Bana açılmalarını umut ederek onlara kendi hakkımda çok şey söyledim. | Open Subtitles | اخبرهم أشياء عن نفسي على أمل ان ينفتحوا لي |
Belki değişeceğini umut ederek takılmaya devam ediyordur. | Open Subtitles | حسناً، ربّما تسكّع معه، على أمل أنّه سيتغيّر. |
Bir de evet, karşılığını göreceğimi umut ederek oğlunun üniversiteye girmesi konusunda yardımım dokundu. | Open Subtitles | و نعم، ساعدت إبنكِ في دخول الجامعة.. على أمل أنكِ ستردين الخدمة |
Bir de evet, karşılığını göreceğimi umut ederek oğlunun üniversiteye girmesi konusunda yardımım dokundu. | Open Subtitles | و نعم، ساعدت إبنكِ في دخول الجامعة.. على أمل أنكِ ستردين الخدمة |
Senin de üye olduğunu umut ederek senden yardım istiyordu. | Open Subtitles | كان يطلب المُساعدة. على أمل أنّكِ عُضوة. |
Onlar bütün bilgi birikimlerini bu küçük gösterişsiz anıtın içerisine yerleştirip, birinin bunu bir gün keşfedip, çözümlemesini umut ederek, bundan dolayı biz zamanın sonu hakkındaki bu gizli bilgi bulduk. | Open Subtitles | مع تقويم المايا , الخاص بالفترة من 1992/1993 إلى 2012 لقد قرروا وضع كل هذه المعارف على ذلك النُصُب الصغير على أمل أن يكتشفه أحدهم في يوم ما و يبدأ في فك رموزه |