Bazılarının gerçekten umut vadeden kariyerleri varmış ama çocukları için işi bırakmışlar, şimdi de olaydan o kadar uzaklar ki hiçbir şey yapmıyorlar. | Open Subtitles | أقصد، بعضهم لديهم مهن واعدة لقد أستسلموا ليحظوا بأطفال والأن بعيدين عن المسار سوف يفعلوا أي شيء |
O zaman Yunanistan ülkeyi boğan güçlü bir kurumun kontrolü altındaydı. Babam, yeniden bir Yunanistan hayal eden, özgürlüğün hakim olduğu ve belki de halkın, vatandaşların esasen kendi ülkelerini yönetebilecekleri bir Yunanistan'ın hayalini kuran ve umut vadeden bir hareketin başındaydı. | TED | في ذلك الوقت كانت اليونان تحت سيطرة مؤسسة قوية جداً قامت بتضييق الخناق على الدولة وكان أبي على رأس حركة واعدة لإعادة تصور اليونان حيث سادت الحرية حيث بإمكان الشعب والمواطنين حكم دولتهم |
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum ve umut vadeden bir dostluğa başlamak için. | Open Subtitles | - أتطلع إلى اللقاء بها... ... ولإنشاء صداقة واعدة. |
En çok umut vadeden yeni sanatçılarımızdan bir tanesi. - Kurmak mı? | Open Subtitles | إنه أحد أكثر فنانينا الجدد الواعدين |
En çok umut vadeden yeni sanatçılarımızdan bir tanesi. - Kurmak mı? | Open Subtitles | إنه أحد أكثر فنانينا الجدد الواعدين |
Bu umut vadeden bir durum. | Open Subtitles | التي اعتقد انها اشارة واعدة |
Gerçekten umut vadeden birkaç iş fırsatım var. | Open Subtitles | انا لدي مؤشرات واعدة حقاً |
umut vadeden bir cinayet buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت جريمة قتل واعدة. |
Kenny Powers, bir zamanlar umut vadeden bir kariyere sahipti. | Open Subtitles | ،(كيني باورز) ...مسيرة بدت يوماً واعدة |