"umutlarla" - Translation from Turkish to Arabic

• الآمال
• آمال
• بأمل

Avrupa ve Polonya'ya duyduğumuz umutlarla ilgiliydi.
ونحن بإمكاننا التأثير على سير العملية السياسية هذا سيحدث إذا امتلكنا الآمال

Tüm bu zavallılar umutlarla ve hayallerlerle burada dolanıp duruyor.
جميع الفشلى هنا الذين لديهم الآمال والأحلام

İnsanları bahis gişelerine ne umutlarla koştururken izledim.
شاهدت أشخاصاً يركضون إلى نافذة دفع المراهنات ولديهم آمال عالية وبدون خطط

Enstitüye büyük umutlarla bağlı olduğunu biliyorum.
-ربّما أنا أعرف أي آمال مرتفعة لديك بخصوص مؤسسة الزواج

Hepiniz büyük umutlarla geldiniz.
, كل واحد منكم جاء بأمل

Kalbimi boş umutlarla dolduran haberciden.
-ذاك الرسول الذي ملأ قلبي بأمل زائف

Yüksek umutlarla dolu yedi Amerikalı Bir milyar $ değerinde yüksek teknoloji saniyeler içinde yok oldu ABD Uzay Programında bugüne dek yaşanan en kötü felaket.
سبعة أمريكيين بأعلى الآمال مليارات الدولارات دفعت لأجل أقوى تكنولوجيا رحلت في ثوانٍ

umutlarla ve hayallerle dolu olarak.
... مليئة بـ الآمال والأحلام

"Telgrafın bir hata olduğunu düşünerek, boş umutlarla yaşıyormuşum."
في آمال زائفة أن تكون ..." " البرقية التي تلقيتها كانت مخطأة

Birbirini seven genç bir çifti ayırdığınızı, arkadaşınızın kınanmasına sebep olup ve ablamı kırılan umutlarla bırakıp, ikisini de mahvettiğinizi reddediyor musunuz?
أتنكر يا سيد (دارسي) أنك فصلت بين اثنين محبين و تصف مشاعر صديقك بأنها نزوة و تسخر من مشاعر أختي بأنها آمال يائسة

Brick'i büyük umutlarla Dr. Fulton'ın yanına getirdik ve yapacağı bir kaç numarayla onu yatağında uyurken bulmayı bekledik.
كان لدينا آمال كبيرة أن زيارة (بريك) للدكتور (فولتن) قد أدت المطلوب أن نجده ينام بسلام في السرير

Sizi yanlış umutlarla dolduruyorlar.
انهم ملء لكم مع آمال كاذبة.

Girişim seni yanlış umutlarla kendine çekiyor.
المبادرة" تشدك بأمل كاذب"

Onu boş umutlarla doldurmaya gerek yok.
-فلا داعي للتشبّث بأمل زائف