Elbette. Dostlarımızın Darken Rahl'ın yolculukları hakkında bir şeyler duymuş olmasını umuyor. | Open Subtitles | بكل تأكيد ، انه يأمل أن أصدقائنا هناك سمعوا عن شئ ما |
- Dedektif San Remo'da ne bulmayı umuyor? | Open Subtitles | ما الذي يأمل المُحقق في إيجاده في سان ريمو ؟ |
- Dedektif San Remo'da ne bulmayı umuyor? | Open Subtitles | ما الذي يأمل المُحقق في إيجاده في سان ريمو ؟ |
Summerlin çok sıkı bir seçim yarışında ve hiç şüphesiz bu tür bir olayın kendisini yarışta ileriye taşıyacağını umuyor. | Open Subtitles | ان سمرلين في سياق من اجل اعادة انتخابها و لا شك فهي تأمل حدوث شيء كذلك سوف يساعد من موقفها |
Bugün, sinir koruyucu prostatektominin bir kısmını kendisi yapmayı umuyor; erektil fonksiyonu koruyabilen inanılmaz hassas bir disseksiyon. | TED | هي تأمل فعلاً اليوم أن تقوم ببعض عمليات الجراحة العصبية، تشريح بالغ الدقة من شأنه أن يحافظ على وظيفة الإنتصاب. |
Bu duyguların ortak çıkarımıza hizmet etmesini umuyor. | Open Subtitles | كان يأمل أن تعود تلك المشاعر علينا بالفائدة المتبادلة |
Bu nedenle Ajan Gideon yardım davetini kabul etmenizi umuyor. | Open Subtitles | حسنا, لهذا فإن العميل غيديون كان يأمل ان تقبل هذه الدعوة للمساعدة |
- Niam yeni kodu böyle diğerlerine dağıtmayı umuyor. | Open Subtitles | أو يندمج كما يدعونه حيث يتبادلون معلومات جديدة ذلك كيف يأمل نيام نشر الرمز الجديد للآخرين |
Şimdilik sadece böcekler, ama memelilere kadar çıkabileceğini umuyor. | Open Subtitles | الحشرات فقط حتى الآن ، غير انه يأمل أن يجد طريقة ليجعلها تعمل مع الثدييات |
Tepeciğin gölgesine saklanmış tekboynuzları arıyor ve kimsenin onu bulmamasını umuyor. | Open Subtitles | ـ ـ ـ أتعلمين , إنه يبحث عن وحيد القرن و يأمل أن لا يجده أحد |
General Kane onunla temasa geçeceğinizi böylece nerede olduğunuzu öğrenmeyi umuyor. | Open Subtitles | الجنرال كين يأمل منك ان تقومي بالاتصال بها عندها سيعرف اين يجدك |
Bu yolla, general istila edilmiş bölgelerin ekonomik ölçülerini dengeleyecek ve sonunda yeni bir yolla barış ve istikrar sağlanacağını umuyor. | Open Subtitles | وبهذه الطريقة الجنرال يأمل ان الغزرو سيكون متوازن و الموازين الاقتصادية مع المنطقة وفي النهاية يقود الى عصر من السلام والتوازن |
Yıl dönümümüzü kutlamaya devam edeceğimi umuyor. | Open Subtitles | يقول أنّه يأمل أن أستمر بالاحتفال بعيد زواجنا |
Onu şehirde tutmayı ve onun sana karşı ilgisiz olduğuna inandırmayı umuyor. | Open Subtitles | فهى تأمل فى أبقائه فى المدينة ,وأقناعك أنه لايبالى بك |
İspanyol hükümeti ancak o kadar sağduyulu olmanızı umuyor. | Open Subtitles | حسنا,الحكومة الإسبانية تأمل أن لا يكون لديكم حس مناسب أكثر من ذلك وسوف أخبركم لماذا |
Miami Polisi, tutuklama sonucu, yetkililerin ülke genelindeki Whitaker sahte para zincirinin suç ortaklarını bulacaklarını umuyor. | Open Subtitles | شرطة ميامى تأمل فى أن عمليات الإعتقال الأخيرة قد تقود السلطات فى القضاء على عمليات السطو المنظمة المنتشرة عبر البلاد |
Nöroloji Bilimi öğrenimi görmeyi ve New York halk kütüphanesi ve ve Lincoln Merkezine destek olarak ailesinin mirasını devam ettirmeyi umuyor. | Open Subtitles | تأمل أن تكون رائدة في علم الأعصاب وتوصل ميراث عائلتها كداعم لمكتبة نيويورك العامه |
Sanırım öldü. Sanıyor musun umuyor musun? | Open Subtitles | أعتقد انه ميت أو تتمنى أن يكون ميت ؟ |
Sovyetlerin buzkıranı okyanusun kenarındaki buz tabakasını yok etmeyi umuyor. | Open Subtitles | تامل مدمرة الجليد السوفياتية التغلب على حافة الضغط الهائلة عند اطراف المحيظ |
Burada kimler kişiliklerini değiştirebilmeyi umuyor? | Open Subtitles | من منكم هنا يأملون أن يُثبتوا فعليّا معدنهم؟ |
Böylece onların asil ve seçkin tabakasını hiyanet sınırına getirip halka bir bağışlanma sözü verildiğinde kendilerini kurtarmak için Lincolnshire'da olduğu gibi halkın üzerinden ellerini çekmek zorunda bırakmayı umuyor. | Open Subtitles | ويأمل أن يُحدث النبلاء والطبقه الارستقراطيه بشأن الاتهام بالخيانه لخواطرهم ومصالحهم الخاصة |
Bir grup protestocu Ulusal İlaç Konferansına katılacak olan politikacıya karşı koymayı umuyor. | Open Subtitles | وتأمل المجموعة مواجهة السياسيين الذين سيحضرون المؤتمر الصيدلي الوطني |
Kullanmamayı umuyor ama çantada olması da hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | ترجو ألّا تُضطرّ لاستخدامه، لكنّها تحبّ معرفةَ وجوده هناك. |
O, insanların öfkeyle ayaklanıp, beni tahttan indirmesini umuyor. | Open Subtitles | . إنه يتمنى أن الشعب يثور بالغضب ويقوم بخلعى |
Şimdiyse Dışülke çaresizce ellerini ovuşturarak geri dönmesini umuyor. | Open Subtitles | الآن (بلاد الخارج) يتحسرون، يتمنون عودته |
Siyah çorap giydiği halde, kızla aşk yapmayı mı umuyor? | Open Subtitles | يتوقع أن تطارحه الغرام وهو يرتدي تلك الجوارب السوداء ؟ |
O kişi bunun olmasını umuyor ve uzun süredir de hazırlıyordu bu trajediyi. | Open Subtitles | و أود أن أكشف عن هذا الشخص الذي كان يتمنى وقوع هذه المأساة و حَثَ عليها منذ وقتٍ طويل |
Kahrolası biri, biriniz için çalışıyor, birkaç milyon dolar alacağını umuyor. | Open Subtitles | شخص حقير يعمل لحساب أحد منكم آملا أن يجنى عدّة ملايين |