Ama Unique'in bana gösterdiği gibi umudunuzun olması, korkunun sizi kenara bastırmasından çok daha radikal ve tehlikeli. | TED | ولكن يونيك أظهرت لي، أن امتلاك الأمل هو شيء أهم وأخطر من العيش مُحاصرًا بالخوف. |
Adı Unique (Eşsiz) ve bu mükemmel, çünkü o tanıştığım en zeki ve meraklı insan. | TED | واسمها يونيك (فريدة)، أي ذات الكمال، لأنها أكثر شخص ذكاءً وفضولًا قابلته في حياتي. |
Unique, bütün bu meme olayını azaltmalısın. | Open Subtitles | (يونيك) عليك أن تهدئ مع قضية الثديين بأكملها. |
Unique, bu teşkilatın son 10 yılda geliştirdiği en iyi ajan teknolojisidir. | Open Subtitles | الـ(يونيك) هو أفضل تقنية تجسسية, و قد قامت الوكالة بتطويره خلال 10 أعوام |
Çünkü Unique yanıma geldi ve bütün haftayı 300 kişilik bu transseksüel korosunu oluşturmaya harcadık, ...sen hoş bir karşılamayla karşılaş ve yuvandaymışsın gibi hisset diye. | Open Subtitles | إنهُ بسبب أن(يونيك)أتى إلي, و قضينا الأسبوعَ بطوله نجمعُ المتحولون ،جنسيًّا لجلبهم بهذه القاعة ثلاثمائة صوتٍ قويّ |
Unique sadece Madonna oldu-olacak-olmalı. | Open Subtitles | (يونيك) هو كان وسيكون (مادونا). |
Unique, doğum kontrol hapı alamazsın. | Open Subtitles | (يونيك) لا يمكنك تناول حبوب منع الحمل. |
Unique, ne yapıyorsun? | Open Subtitles | (يونيك)، ما الذي تفعله؟ |
Harika gözüküyorsun Unique. | Open Subtitles | تبدو جيداً (يونيك). |
Unique'i mi verelim? | Open Subtitles | و يعطيه الـ(يونيك)؟ |
Unique, kızım. | Open Subtitles | .يونيك),أيتها الفتاة) |
Unique var. | Open Subtitles | هناك (يونيك). |