"unsur" - Translation from Turkish to Arabic

    • عناصر
        
    • العنصر
        
    • آنسر
        
    • عُنصر
        
    • عنصر
        
    • حسنا الدافع من
        
    Değerlendirmemiz gereken, dört temel unsur var, eğer teknoloji yoluyla eğitim vereceksek. TED وهناك أربعة عناصر أساسية نحتاج إلى أخذها بالاعتبار عند استخدام التعليم عبر التقنية.
    Yıllarca uyum içinde yaşadıktan sonra sizin dünyada "suçlu" dediğiniz... üç unsur çıktı ortaya. Open Subtitles ثلاث عناصر ثورية قد ظهروا كما تدعوهم على الأرض بالمجرمين
    Geri dönüş kavramı hala merkez unsur; Yahudilik yaşamının merkez parçası. TED لا يزال العنصر المركزي لمفهوم العودة، جزء مركزيا في حياة اليهودي.
    Bir futbol sahası büyüklüğünde bir yapı inşa etmek yerine biz bu unsur üzerinde yoğunlaştık. TED بدلا من بناء مبنى كبير مثل ملعب لكرة القدم، ركزنا على هذا العنصر واحد.
    - Wayne unsur sizinle görüşmeye geldi. Open Subtitles واين)، (آنسر) جاء لمقابلتك) أجل، حسنا
    Gizliliğiniz için sadece sizin elde edebileceğiniz bir unsur daha var. Open Subtitles ومجموعة من مضارب الغولف. هناك عُنصر واحد من غطاؤك ستضطرّ لإحرازه بنفسك.
    Ancak bunların arasında, ...tamamen inanılmaz olan tek bir unsur var. Open Subtitles هناك عنصر واحد فقط يمكن أن يقال عليه رائع حقاً.
    Kesin olarak bilmiyorum ama içinde insanları bir tür kriyojenik durağanlığa sokacak bir kaç önemli unsur var. Open Subtitles لا أعلم على وجه التحديد , ولكنه يحتوى على بضع عناصر رئيسية التى قد تُنتج من حالة تجميد بشر لفترة طويلة
    Yunanlılar örneğin, sadece dört dünyevi unsur; hava, toprak, ateş ve su var diye düşünürdüler. Open Subtitles ،أربعة عناصر دنيوية فقط الهواء والأرض والنار والماء
    Sonra bir kaç not eklerim ve bir iki unsur, sonra konuşuruz. Open Subtitles بعدها ساضيف بعض الملاحظات وبضعة عناصر سنتحدث عنها لاحقاً
    Burada üç temel unsur mevcut. Open Subtitles الآن ما هو أمامنا الآن هي عناصر من ثلاثة من هذه النماذج
    Şimdi, belirledim Dört temel unsur var Gerçekten harika bir ölüm ilanına. Open Subtitles والآن، حددت 4 عناصر أساسية للنعي المتميز
    Bildiğiniz gibi, hava durumunu ortaya çıkaran beş ana unsur vardır. Open Subtitles ثمّة 4 عناصر من المناخ كما نعرف.
    Bu, müziğin yapılışında, en iyi, kalıcı müziklerin yapılışında, her zaman önemli bir unsur olacak. TED ولن تقل أهمية هذا العنصر في طريقة صناعة الموسيقى، طريقة تأليف أفضل الموسيقى وأكثرها ديمومة.
    dedi. Bir çocuğun hastanede kontrol edebileceği tek unsur genelde biz oluyoruz. TED غالبًا ما نكون نحن العنصر الوحيد الذي يمكن للطفل التحكم فيه أثناء وجوده في المشفى.
    Ressam olabilmek için en önemli unsur budur. Open Subtitles العنصر الأكثر أهمية هو عمل الصباغة الجيدة
    Sağ olmamız , en önemli unsur olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles الحق. ولهذا ما اعتقد هو العنصر الأكثر أهمية.
    Bay unsur, size nasıl yardımcı olabilirim? Open Subtitles سيد (آنسر)، كيف يمكنني مساعدتك؟
    - Kendinize iyi bakın Bay unsur. - Denerim. Open Subtitles (اعتن بنفسك سيد (آنسر - سأحاول -
    Laboratuar, Robert Dahle'ın evinden alınan damlaların moleküler yapısında farklı bir unsur buldu. Open Subtitles عثر المُختبر على عُنصر مُميز في الهيكل الجُزيئي للقطرات (مأخوذة من شقة (روبرت دالي
    Burada çok daha karmaşık psikolojik bir unsur var. Open Subtitles تعلمين, هنالك عنصر التعقيد النفسي يلعب دوراً هنا روب المنزل و الحذاء
    Programdaki dramatik olayları körükleyen unsur, biliyorsunuz Truman'ın babası, Kirk ve onun programa sızma denemeleri. Open Subtitles حسنا الدافع من أجل الاحداث الدرامية الاخيرة في البرنامج كانت "والد ترومان.."كيرك ومحاولاته للاقتحام في العرض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more