Orada yabancı müdahaleciler ve diğer gerici unsurların desteklediği Beyaz Muhafızlar aktif. | Open Subtitles | حيث الحراس البيض يتلقى المساعدات من الجهات الاجنبية الخارجية وأخرين من المجرمين وبعض العناصر التي كانت نشطة في السابق |
İlginç unsurların birleşimi, sağlam bir orospu çocuğu olmasını sağlıyor. | Open Subtitles | هذة مجموعة مهمة من العناصر الامر الذى يجعلة كائنا ذا مقاومة كبيرة |
Bu yüzden özgürlüklerinizi ve hatta... özgürlüklerinizle beraber... yaşamlarınızı da tehdit eden... gençliğimizi baştan çıkartıp... onları tembel amaçsız bir pisliğe döndürmeye çalışan... bu anti sosyalist unsurların maskelerini düşürmek... her Küba vatandaşının asli bir görevidir.! | Open Subtitles | ولذا فمن مسؤولية كل مواطن كوبي كشف العناصر المعادية للمجتمع التي تهدد حريتهم |
Sözlerimiz ve fikirlerimiz, eğer temizlenmezse... ülkemiz gençliğini eninde sonunda bozacak negatif gerici unsurların kökünü kazıyacak.. | Open Subtitles | وكلماتنا وأفكارنا قد تطهرت من جميع العناصر الرجعية السلبية تلك التي قد شوهت شباب بلدنا جوهرياً |
Biri bu unsurların neler olduğunu söyleyebilir mi? | Open Subtitles | أيمكن لاحدكم ان يخبرنى ماهى هذه العناصر ؟ |
Izgara tavanı ve ışıklandırmayı oluşturan unsurların hepsi modüler özelliklerini kaybediyorlar ve sonsuz küçük boyutlara daha da fazla yaklaşıyorlar. | TED | العناصر التي تُألِّف شبكة السقف ، والإضاءة ، بدأت تفقد جميعها جودتها كوحدات منفردة، وتنتقل بإستمرار إلى هذه الأبعاد متناهية الصغر. |
Tehdit kabul ettiğiniz unsurların peşine düşeceksem sizden naçizane, acil tehdit gördüğüm grupları izlemek için aynı yetki ve izinleri vermenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | إن كنت سألاحق العناصر التي تعتبرها مصدر تهديد... فأطلب بتواضع أن تمنحني كافّة الصلاحيات والنفوذ... لمُلاحقة الجماعات التي أراها مصدر تهديد مُباشر. |
Şunu açık ve seçik olarak bilmenizi istiyorum Earl Williams'ın ölüm emri bu kasabadaki tüm radikal unsurların ölüm emridir. | Open Subtitles | أريد منكم يا أصدقائي أن تقولوها بأعلى صوتكم أن الحكم بإعدام (إيرل ويليامز) حكم بالإعدام على كل العناصر المتطرفة في هذه المدينة |