İnsanları kızdırmak ve ülkelerindeki yozlaşmış unsurlara karşı öfkelendirmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد من الشعب أن يصبح غضبا و ثائرا حول العناصر الفاسدة في بلادنا. |
Cinayeti 'yapmak' için tüm unsurlara sahip olduğunu çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم جيداً أنك تمتلك كل العناصر اللازمة للقتل |
Dünyası, yaşamı desteklemek için başlıca unsurlara sahip. | Open Subtitles | يمتلك كوكبه العناصر الأساسيّة للحياة البشريّة |
Ancak iyi bir denizci bu unsurlara karşı koymaz. | Open Subtitles | "لكنّ البحّار الماهر لا يقاوم هذه العناصر" |
Ve tabiattaki güzeliğin oranının bu olmasının sebebi ondalık sayıların henüz keşfedilmemiş olmasıydı. Henüz 16. yüzyıl değildi ve herkesin bir binayı bölmelere ayırarak boyutlandırması gerekiyordu böylece bir oda binanın ön cephesinin dörtte biri oranında boyutlandırılabilir gölgeliğin yapısı 10 birim olarak boyutlandırılabilir ve siz de daha küçük unsurlara parselasyon işlemiyle devam edebilirdiniz: daha düzgün ve daha düzgün ve daha düzgün... | TED | والسبب أن هذا هو نموذج الجمال والطبيعة بسبب عدم إختراع الفاصلة العشرية حينذاك-- كان في القرن ١٦ -- وكان على الجميع أن يقيسوا أبعاد مبنى باستخدام الكسور ، لذلك كانت أبعاد الغرفة تحدد كربع الواجهة ؛ القاعدة الإنشائيَّة لهذه قد يتم تمثيلها من ١٠ وحدات ، وكنت تصل الى العناصر الصغيرة بالتقسيم الكسري : أدق وأدق وأدق. |