Ama duyduğunuz gibi, Michael tüm diğer unsurlardan da bahsetti. | TED | ولكن كما سمعتم، ميكيل تحدث عن كل تلك العناصر الأخرى كذلك |
Bunu gören birilerinin unsurlardan bazılarını tanıyabileceğini umuyoruz. | Open Subtitles | نحن نأمل ان يكون احدهم رأى شيئا وسيميز احد العناصر |
Bu unsurlardan hiçbirisi burada bulunmuyor. | Open Subtitles | لتنبيه قسم الشرطة الذي يملك الصلاحيات ولا تتوافر أي من هذه العناصر في هذا الموقف |
Biz, insanlar olarak varlığımızın ateşini kontrolümüz dışındaki ham, engin unsurlardan, çok ötesinden koruyoruz. | TED | نحن -الشعب- نحمي شعلة وجودنا من العناصر المجهولة الهائلة الواقعة خارج سيطرتنا، العالم الآخر. |
Yazma aşamasındaki anahtar unsurlardan birini sana açıklamama izin ver lütfen. | Open Subtitles | دعني أفسّر لك... أحد العناصر الأساسية في عملية الكتابة... |
Temel unsurlardan biri ise evliliktir. | Open Subtitles | ولكن أحد العناصر الأساسية هو الزواج. |