Bugün üzerinde çalışacağımız tek şey Utah ve D.B. Cooper. | Open Subtitles | (لن نهتم اليوم إلا بـ(يوتاه) و (د. ب. كوبر |
Rehberlik danışmanı, bana o yerlerden bahsetti ve Utah ve Idaho gibi yerlerdeler, çünkü eyalet kanunları, çocuklara şiddet uygulamalarına izin veriyor. | Open Subtitles | مستشاره التوجيهي أخبرني بمثل هذه الأماكن وهي موجودة في (يوتاه) و(أيداهو) لأن قوانين الولاية تسمح لهم بضرب الأطفال |
Batıdan doğuya doğru, Utah ve Omaha sahillerine Amerikalılar Gold, Juno ve Sword sahillerine de Britanyalı ve Kanadalı askerler çıkacaktı. | Open Subtitles | (من الغرب إلى الشرق : شاطئى (يوتاه و(أومـاهـا) كانوا نطاق عمل الأمريكـان (ثم شواطئ (جـولـد)،(جـونـو و(سورد) للبريطانيين والكنديين |
Utah ve Western Tren Yolu firmasında çalışan bir kondüktör 87 mavi Acura Legend marka bir arabayı Penelope'nin kaybolduğu akşam lokomotif dükkanının yanına park edilmiş görmüş. | Open Subtitles | قاطع تذاكر يعمل في خطوط السكك الحديدية لـ (يوتاه و ويسترن) يقول بأنه رأى سيارة إلكترا ليجند 87)، لونها أزرق داكن ركنت قرب المحل المتنقل في الليلة التي اختفت بها (بينيلوبي) |