| Tarihi geçmiş ve Arap Dünyasındaki genç insanlar bir sabah uyandılar ve gücün kendi ellerinde olduğunu gördüler. | TED | و شباب المنطقة العربية قد استيقظوا في صباح ذلك اليوم و ادركوا ان السلطلة بين أيديهم. |
| O Pazartesi, mesaj kutularındaki talimatlara ve denenecek bir deneye uyandılar. | TED | وفي يوم الإثنين، استيقظوا على التعليمات التي وصلتهم في بريدهم الإلكتروني، بدأت التجربة |
| Tamam. Belki de kötü bir ruh halinde uyandılar. | Open Subtitles | حسناً, لقد استيقظوا لكنهم في اسوأ مزاج لعين |
| -Çoktan uyandılar. | Open Subtitles | -لقد استيقظا |
| O uzaylıların insan karşılıkları kendiliğinden uyandılar. | Open Subtitles | البدلاء من البشر لهؤلاء الغرباء يستيقظون تلقائياً |
| Çok erken uyandılar ve yeterince yiyecek yok. | Open Subtitles | كلهم مستيقظون ولا يوجد الكثير من الطعام |
| uyandılar! | Open Subtitles | الأب، هم مستيقظا! |
| Oh, Tanrım uyandılar. İyi geceler Jack. | Open Subtitles | يا الهي , لقد استيقظوا , طاب مساؤك يا جاك , كانت ليلة رائعة حقا ... |
| Aslında neden Paulson'ı arayıp uyandılar mı diye sormuyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تتصلى بـ"بولسون" و تعرفى منه اذا كانوا قد استيقظوا ام لا |
| Tatlım, sesten uyandılar. | Open Subtitles | عزيزتى , لقد استيقظوا مع ازعاجهم |
| Coulson ve May Mack'in yanında nerede ve neyle karşı karşıya olduklarından habersiz şekilde uyandılar. | Open Subtitles | (كولسون) و (ماي (استيقظوا للتو بجانب (ماك بدون أي فكرة عن مكان تواجدهم أو ما يواجهونه |
| - uyandılar. | Open Subtitles | لقد استيقظوا |
| Dünyada dolaşan kötülüğün tüm sapkınlıkları uyandılar ve buraya geliyorlar. | Open Subtitles | وجميع أنحرافات الشر الهائمين على وجوههم في الأرض .... يستيقظون |
| uyandılar. | Open Subtitles | انهم يستيقظون |
| uyandılar! | Open Subtitles | هم مستيقظا! |