Çünkü o bir gelenek bir bayramı kutlamak için uydurulmuş saçma bir yol değil. | Open Subtitles | لان ذلك يعتبر تقليدا , وليس طريقة مجنونة مصطنعة لاجل قضاء عيد يوم الاشجار |
Enayiler için uydurulmuş bir gün olarak tanımladı. | Open Subtitles | لقد وصفته بأنه اجازة مصطنعة لباتسيس |
Ama hepsi zevksizce süslenmiş bir kurgu tamamen uydurulmuş. | Open Subtitles | والكولومبيين الهاربين أصحاب الأسلحة، ولكن هذا عمل رخيص من الخيال، مختلق تماماً |
Şeytanın insanları korkutmak için... uydurulmuş bir hikâye olduğuna inanırım. | Open Subtitles | أعتقد ذلك قصّة الشيطان... مختلق لإخافة الناس. |
Pekâlâ, Tony, dediğin gibi, bu "yatak odasındaki seksi hareketler" listesi kafadan uydurulmuş. | Open Subtitles | حسناً ، توني ، اعتقد ان هذه القائمة . من الحركات المثيرة في غرفة النوم . مختلقة ، كما قلت انت |
Sizin gibi, gerçekten yüce bir varlığın karmaşa ve karanlığını anlamaktan aciz insanlar tarafından uydurulmuş sözcükler. | Open Subtitles | كلمات إخترعها رجل وهنْ، مثلكَ لا يمكنه فهمها. الفوضى و الظلمات للقدير. |
Bunlar uydurulmuş. | Open Subtitles | إنها مصطنعة. |
22 seneden önce kalma bir avuç uydurulmuş ıvır zıvır olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | مجرد هراء مختلق قبل 22 عامًا |
Ben "kafadan uydurulmuş" demedim, "egzotik" dedim. | Open Subtitles | . لم اقل إنها مختلقة . بل قلت إنها غريبه |
O da uydurulmuş bir karakter mi? | Open Subtitles | أم أنها مجرد مختلقة حرف آخر؟ |
Bay Pamuk'un düşmanları tarafından itibarını sarsmak için uydurulmuş bir hikaye olduğunu söyledim. | Open Subtitles | قلتُ بأنها كانت قصة إخترعها أعداءُ السيد "باموك" لتشويهِ سُمعتهِ |