Ve o şimdi aynı tekniği Samanyolu'nu dolduran elektromanyetik uğultuya uyguluyor. | Open Subtitles | وانه يطبق الآن نفس التقنية الأزيز الكهرومغناطيسي الذي يملأ درب التبانة. |
Artık bunun nasıl hissettirdiğini biliyor ve bu veriyi bir başkasının üstünde uyguluyor. | Open Subtitles | والآن هو يعلم كيف يشعر أحد به وهو يطبق هذه البيانات على شخص آخر |
Bizimkisi savaş yasalarını uyguluyor galiba. | Open Subtitles | - عدا ذلك لا انه يطبق قوانين الحرب |
Biri ağır bir şey kaldırıyor, diğeri de baskı uyguluyor. | Open Subtitles | و الآخر يطبق الظغط |