"uyuşturucu bulundurmaktan" - Translation from Turkish to Arabic

    • حيازة المخدرات
        
    • لحيازة المخدرات
        
    • لحيازة المخدّرات
        
    • بتهمة الحيازة
        
    uyuşturucu bulundurmaktan, kanunsuz bahisçilikten, cinayetten yakalamışlar. Open Subtitles كانوا بالفعل قد وجهوا له عدة تهم منها حيازة المخدرات و القمار و القتل و غيرها
    uyuşturucu bulundurmaktan, kanunsuz bahisçilikten, cinayetten yakalamışlar. Open Subtitles كانوا بالفعل قد وجهوا له عدة تهم منها حيازة المخدرات و القمار و القتل و غيرها
    uyuşturucu bulundurmaktan, kanunsuz bahisçilikten, cinayetten yakalamışlar. Open Subtitles كانوا بالفعل قد وجهوا له عده تهم منها حيازة المخدرات و القمار و القتل و غيرها
    Michael Carr, uyuşturucu bulundurmaktan sizi tutukluyorum. Open Subtitles مايكل كار ,أنت رهن الاعتقال لحيازة المخدرات
    Marco Forlan, uyuşturucu bulundurmaktan ve ayrıca neredeyse takım elbisemi mahvetmekten dolayı tutuklusun. Open Subtitles ماركو فورلان , انت تحت الاعتقال لحيازة المخدرات و ايضا لقربك من افساد بذلتي
    Tutuklusun. Satma amacıyla uyuşturucu bulundurmaktan. Open Subtitles أنت موقوف لحيازة المخدّرات, ونيّة بيعها.
    Geçen yıl uyuşturucu bulundurmaktan yakalanmışsın. Open Subtitles لقد قبض عليك بتهمة الحيازة قبل سنة أليس كذلك ؟
    Wilkins bir hafta önce uyuşturucu bulundurmaktan tutuklanmış. Open Subtitles ضبطت المترو ويلكنز في الأسبوع منذ بتهمة حيازة المخدرات
    Seni fuhuşa teşvikten, ahlaka aykırı davranıştan tutuklanmaya direnmekten, bir polis memuruna saldırmaktan ahlaksızlıktan, uyuşturucu bulundurmaktan ve homoseksüellikten içeri tıkabilirim. Open Subtitles لديك قضية دعارة وسلوك غير منضبط مقاومة الاعتقال الاعتداء على ضابط شرطة الفجور العام حيازة المخدرات
    uyuşturucu bulundurmaktan tutuklanmış. Open Subtitles قبض عليه بتهمة حيازة المخدرات.
    Pasif suçlu, Brooklyn'de mülke izinsiz giriş ve satma amaçlı uyuşturucu bulundurmaktan tutuklanmış. Open Subtitles مجرمة غير عنيفة. قبض عليها في "بروكلين" بتهمة التعدي على أملاك الغير و حيازة المخدرات بغرض الإتجار.
    "Bob Hughes'u uyuşturucu bulundurmaktan asla yakalayamıyorsunuz, çünkü kuzey tarafında oturan adamla arasında bir anlaşma var. Open Subtitles السبب لعدم قدرتك على القبض على بوب هيوز) بتهمة حيازة المخدرات) هو أنّ لديه اتفاق مع الجار الذي يسكن في الجانب الشمالي منه
    Sadece bir kez uyuşturucu bulundurmaktan birkaç hafta yatmıştım. Open Subtitles فقد ذهبت هناك مرة واحدة لأسبوعين لحيازة المخدرات
    Sadece uyuşturucu etkisinde araç kullanmak değil. uyuşturucu bulundurmaktan tutuklandı. Open Subtitles لم تكن مجرد تهمة قيادة تحت تأثير الكحول تم اعتقاله لحيازة المخدرات
    Polisi aramışlar, evini basmışlar ve uyuşturucu bulundurmaktan dolayı tutuklamışlar. Open Subtitles فقاموا بالإتصال بالشرطة, وحطموا بابه وقاموا باعتقاله لحيازة المخدرات
    Annem uyuşturucu bulundurmaktan tutuklandığında, babasına onu kefaletle çıkarttı. Open Subtitles وعندما ألقي القبض على أمي لحيازة المخدرات أحضر أباه وأخرجوها بكفالة
    Doğum günlerinde para verirsin uyuşturucu bulundurmaktan ilk kez tutuklandığında kodesten çıkarırsın falan. Open Subtitles عليك إعطاءه نقودا في عيد مولده وإخراجه من السجن حين يُقبض عليه للمرة الأولى لحيازة المخدرات
    Son olarak, "uyuşturucu bulundurmaktan" kurtarmıştık. Open Subtitles آخر مرة نحن أبعدناها لحيازة المخدرات
    Eva Ranez, uyuşturucu bulundurmaktan iki kez hapis. Open Subtitles (إيفا أراينس)، تهمتان لحيازة المخدّرات
    Dinle, en mutlu anlarım değildi, ama uyuşturucu bulundurmaktan tutuklanmıştım. Open Subtitles إستمعي، ليست أفضل ساعاتي، لكن قُبِضَ عليّ بتهمة الحيازة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more