Lobos ile birlikte o odadaydı ve büyük bir uyuşturucu taciri. | Open Subtitles | لقد كان فى هذه الغرفة مع لوبوس وهو تاجر مخدرات معروف |
Yani karşımızda işbirliği yapan bir uyuşturucu taciri ve seri katil var. | Open Subtitles | اذن لدينا تاجر مخدرات وقاتل متسلسل في علاقة تكافلية |
Uyuşturucu satmayan ilk başarılı uyuşturucu taciri olurdu. Eve internet girişimi yok, "Kime satıyor? | Open Subtitles | سيكون أول تاجر مخدرات ناجح لم يتعامل مع المخدرات، ليس لديه اتصال انترنت داخل البيت |
Meksika'nın en büyük uyuşturucu taciri. | Open Subtitles | تاجر المخدرات الأكبر في شمال المكسيك |
Deli mi psikopat uyuşturucu taciri mi? | Open Subtitles | -وصلت لموقعٍ . المخبولة أم تاجر المخدرات المعتل نفسيًا؟ |
Arkadaşının kafasına sıkan üç uyuşturucu taciri aleyhinde tanıklık yaptı. | Open Subtitles | هو شهد ضد 3 تجار مخدرات وضعوا رصاصة في رأس صديقه |
Bana Tommy'nin bir uyuşturucu taciri olduğuyla ilgili bir hikâyeyle çıkageldiniz. | Open Subtitles | لقد أتيتى لى بقصة عن أن تومى مروج مخدرات |
Ya bir çetede falansa ve o okuldaki en büyük uyuşturucu taciri falansa? | Open Subtitles | ماذا لو أنها مع صحبة عصابةٍ ما، ورئيسها أكبر تاجر مخدرات بالمدرسة؟ |
Yok be lapa, adam uyuşturucu taciri. | Open Subtitles | لنذهب ونسأله لا أدري،، هذا الرجل تاجر مخدرات |
Ve Tapp denen o uyuşturucu taciri merkeze getirildi. | Open Subtitles | وتاب.. تاجر مخدرات تم حجزه في المركزي |
Ama ayrıca, Suudi bir uyuşturucu taciri olmasına da %35 şans verdiler. %15 oranla Kuveytli bir cephane kaçakçısı diyorlar. | Open Subtitles | ولكنهم أيضاً قالوا أن هنالك نسبة 35% أن يكون تاجر مخدرات سعودي، 15% أن يكون مهرب سلاح كويتي |
Benim hap kendimi uyuşturucu taciri sanmama yol açtı. | Open Subtitles | المخدر جعلنى اعتقد اننى تاجر مخدرات |
Herkes onun uyuşturucu taciri olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الكل يعلم أنه تاجر مخدرات |
Hepsini bir kenara bıraksak, Bayan McCready, kendisi bir uyuşturucu taciri olur. | Open Subtitles | بالإضافة لأشياء أخرى سيدة (ماكريدي), فهو فعلاً تاجر مخدرات |
Stan Kwalana, tanınmış bir uyuşturucu taciri olmakla beraber herhangi bir radikal siyasal oluşuma üye değildi. | Open Subtitles | كان ستان Kwalana تاجر المخدرات المعروف بقدر ما نعلم لا ينتمي إلى أي تنظيم سياسي متطرف |
Deli mi psikopat uyuşturucu taciri mi? | Open Subtitles | -وصلت لموقعٍ . المخبولة أم تاجر المخدرات المعتل نفسيًا؟ |
uyuşturucu taciri gibi mesela. | Open Subtitles | مثل تاجر المخدرات |
- Demek istediğim, hepsi uyuşturucu taciri. | Open Subtitles | اعني انهم جميعهم تجار مخدرات |
Shannon ve Kelly Gibbs'in tanık oldukları bir cinayet sebebiyle uyuşturucu taciri Pedro Hernandez aleyhine ifade vermeleri planlanmıştı. | Open Subtitles | كان مزمعا لشانون وكيلي غيبس أن يشهدا ضد مروج مخدرات بيدرو هرينانديز على جريمة قتل رأتاه يرتكبها. |
Babam sana keş, uyuşturucu taciri dediği için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة، لما قاله والدّي. بشأن كونك فاسق، وتاجر مخدرات. |
Önemli bir uyuşturucu taciri yarın Seattle'dan buraya geliyor. | Open Subtitles | سيصل مهرّب مخدرات رئيسي من "سياتل" غداً. |
Yani sen de bir uyuşturucu taciri için çalışıyorsun, Monty. | Open Subtitles | لذا تذكر، أنت تعمل لتاجر مخدرات أيضاً، مونتي |