| Kanyondan çok da uzak olmayan bir yerde İngiliz Petra kazı sahası vardı. | Open Subtitles | ليس بعيدا جدا عن الممر الضيق يوجد موقع بيترا البريطانى للتنقيب |
| Buradaki rutini Cenevreden pek uzak olmayan bir yerde, ama daha gösterişli bir şeyler yapmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | روتينها العادي هو في هذا المطار ليس بعيدا عن جنيف, ولكن حان الوقت بالنسبة لها لمحاولة شيء أكثر طموحا. |
| Kanyondan çok da uzak olmayan bir yerde İngiliz Petra kazı sahası vardı. | Open Subtitles | ليس بعيدا من موقع الحفر البريطاني المضيق البتراء. |
| - Buradan çok uzak olmayan bir yerde, 3000 atlık bir sürü var. | Open Subtitles | ليس بعيدا من هنا هناك قطيع من 3000 |
| Bu arada, çok da uzak olmayan bir yerde kaderlerimiz, sanat dünyasının en büyük gizemlerinden biriyle iç içe geçmek üzereydi. | Open Subtitles | في الأثناء ليس بعيدا جدا كان سيقابلنا |