Hem ordunun geyleri niye uzak tutmaya çalıştığını anlamıyorum zaten. | Open Subtitles | ولا أدري لم الجيش يحاول ابعاد الضباط عن الخدمة |
İşini elinde tutmak istiyorsan istenmeyen misafirleri ofisimden uzak tutmaya odaklanman gerekiyor. | Open Subtitles | لكن لو كنتِ مهتمة بالحفاظ على مهنتك ركزي على إبعاد الزائرين الغير مرغوبين عن مكتبي |
Görünen o ki, seni beladan uzak tutmaya çalışmak, kötü bir alışkanlık haline geliyor. | Open Subtitles | يبدو أن إبعادك عن المشاكل أصبح عادة سيئة لي |
Bu adam bizi uyuşturucudan uzak tutmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يحاول الرجل إبعادنا عن المخدرات! |
Uzadıkları zaman, havuzdan uzak tutmaya çalışırım. | Open Subtitles | عندما يصبح طويلاً للغاية أحاول إبقاءه بعيداً عن حوض السباحة |
Gündoğumuna kadar sizden uzak tutmaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأحاول إبعاده عنكم حتى شروق الشمس |
Onu böyle ortamlardan uzak tutmaya çalıştım hep. | Open Subtitles | أحاول إبعادها عن هذا الهراء ومنثمتأتيندون علمي.. |
Onları şehir merkezinden, toplumsal alanlarımızdan okullarımızdan, evlerimizden uzak tutmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحاول إبعادهم عن وسط المدينة بعيدا عن مناطقنا الشعبيّة و مدارسنا و منازلنا |
Biliyor musun, satranç oyunumdan beni kasıtlı bir şekilde uzak tutmaya çalıştığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | حسناً، أتعلمين؟ بدأتُ أشعر وكأنكِ تتعمّدين إبعادي عن مباراتي في الشطرنج |
O yüzden Ross'un aklını bundan uzak tutmaya çalışmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لذا حاولوا ابعاد تفكير روس عن ذلك |
Kızını senden uzak tutmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كانت تحاول ابعاد ابنتها عنك |
Küçük Annie Fanny'den* ellerini uzak tutmaya mı karar verdin? | Open Subtitles | استطعت ابعاد يدك عن "آني" الصغيرة؟ |
Veya kızından uzak tutmaya çalıştığı çocuktan da. | Open Subtitles | أو عن الشاب الذي كانت تحاول إبعاد إبنتها عنه؟ |
Ve karımı senin karından uzak tutmaya çalıştım. - Bunların hiçbirisinin olmasını istemedim. | Open Subtitles | حاولت إبعاد زوجتي عن زوجتك لم أشأ حدوث أيّ من هذا |
Zaten birlikte zaman geçirmeliyiz. Seni beladan uzak tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | و علينا إمضاء بعض الوقت معاً فأنا أحاول إبعادك عن المشاكل |
Bu arkadaş bizi uyuşturucudan uzak tutmaya çalışıyordu! | Open Subtitles | كان هذا الشاب يحاول إبعادنا عن المخدرات! |
- Asıl sen onu benden uzak tutmaya bak. | Open Subtitles | حظاً موفقاً في إبقاءه بعيداً عني |
Senin dostluğun onu uzak tutmaya yardım ediyor. | Open Subtitles | تساعدني صداقتك على إبعاده |
Televizyondan uzak tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | حرصتُ على إبعادها عن مشاهدة التلفاز |
Onları sokaklardan uzak tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول إبعادهم عن الطرقات وحسب. |
Catherine, neden beni yatak odamdan uzak tutmaya çalışıyorsun? | Open Subtitles | (كاثرين)، لمَ تُحاولين إبعادي عن غُرفة نومي؟ |
Peki, eğer sorun o değilse, neden beni davadan uzak tutmaya çalışıyorsun? | Open Subtitles | ، حسناً ، لم يكن ذلك ، إذا لماذا تحاول ابعادي . عن هذة القضية |
Bak, bir kaç gün seni bu olaylardan uzak tutmaya çalışacağım. | Open Subtitles | إسمع، بإمكاني أن أبقيك بعيداً عن كل هذا، لمدة يومين. |
Hiçbir şey dönmüyor. Hepimizi bir travmadan uzak tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا شيء, أريد أن أبعد الدراما التي لا فائدة منها |
Avukatınım ben, seni hapisten uzak tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا محاميتك وأحاول أن أبقيك خارج السجن |
Onu savaştan uzak tutmaya çalış, geri gelsin. | Open Subtitles | كلما حاولت ان تبعده عن الحرب يعود من جديد |
Sofu Bertino onu beladan uzak tutmaya söz vermişti. | Open Subtitles | إن (بيرتينو) وعد بأن يبعده عن التورط في في المشاكل |