- Pekâlâ. Bazen durum kötüye gitmeden önce uzaklaşman gerekir, anlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | بعض الأحيان عليك الإبتعاد عن حالة ما قبل أن تسوء ، أتفهم قصدي؟ |
Zaman zaman işinden uzaklaşman gerek. | Open Subtitles | يجبُ عليكَ الإبتعاد عن العمل بين فترةٍ و أخرى. |
Ayrıca Tara'yla arandaki sorunlar yüzünden biraz uzaklaşman iyi olacaktır. | Open Subtitles | أيضاً بقدر شدة الأمور مع " تيرا " ربما الأفضل لك الإبتعاد |
Ama öldürmek istemiyorsan ya da öldüremiyorsan o hâlde onlardan uzaklaşman gerekir. | Open Subtitles | وطالما تأبى القتل أو تعجز عنه... إذًا عليك الابتعاد عنهم. |
Ama öldürmek istemiyorsan ya da öldüremiyorsan o hâlde onlardan uzaklaşman gerekir. | Open Subtitles | وطالما تأبى القتل أو تعجز عنه... إذًا عليك الابتعاد عنهم. |
Kötü çevreden uzaklaşman için mi? | Open Subtitles | الابتعاد عن التأثيرات السيئة؟ |
Kanımca ortalık sakileşene dek birkaç günlüğüne uzaklaşman en hayırlısı. | Open Subtitles | أرى أنه من الأفضل أن تخرج من هنا لعدة أيام |
- Bazen, aradığın cevabı bulabilmek için sorunundan uzaklaşman gerekir. | Open Subtitles | -أحياناً تحتاجين إلى ... الإبتعاد عن المشاكل ليتسنى لكِ حَلّهم |
Buradan uzaklaşman lazım. | Open Subtitles | عليك الإبتعاد عن هنا |
Bob, Arlo'nun evinden hemen uzaklaşman gerekiyor. | Open Subtitles | عليك الإبتعاد عن المنزل |
Daha fazla uzaklaşman gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج منكِ إلى الإبتعاد أكثر |
- Bir an önce uzaklaşman gerektiğini. | Open Subtitles | -أعتقد بأنك عليك الإبتعاد بسرعة . |
- Oradan uzaklaşman lazım. | Open Subtitles | -والتر) )... -عليكم الإبتعاد عن هنا . |
Caroline, yapma. Ondan uzaklaşman gerekiyor. | Open Subtitles | لا تفعلي ذلك يا (كارولين)، عليك الابتعاد عنها. |
Şu anda kaybedecek vaktimiz yok. Derhal pitten uzaklaşman lazım. | Open Subtitles | هناك خطر محدق يجب أن تخرج من عندك |
Oradan hemen uzaklaşman gerekiyor! | Open Subtitles | عليكَ أن تخرج من هناك فوراً |