"uzaklardaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • بعيدة
        
    • البعيدة
        
    • العصر الترياسي للقدماء
        
    • برج العصر الترياسي
        
    • البعيده
        
    • مكانٍ بعيد
        
    • البعيد عن
        
    • بعيدةٍ
        
    Bir zamanlar, uzaklardaki Krallık'ta kral ve kraliçe güzel bir kız bebeğe kavuştu. Open Subtitles في قديم الزمان في مملكة بعيدة جداً جداً الملك والملكة رزقوا بطفلة جميلة
    Ancak gezegenleri düşündüğümüzde, çok uzaklardaki şeyleri düşünürüz kendi gezegenimizden farklı olanları. TED لكن عندما نفكّر في الكواكب، نميل إلى التفكير في أشياء بعيدة جداً تختلف تماماً عن كوكبنا.
    uzaklardaki gezegenleri keşfederken, yörüngemizdeki kardeşlerimizin ihtiyaçlarını da yeniden keşfedebilmek TED كم سيكون رائعاً، أنه وبينما نكتشف كواكب بعيدة أن نعاود اكتشاف حاجات الإخوة والأخوات الذين هم من حولنا.
    Peki kim küresel cihadı mağlup etti? Amerikan Ordusu yaptı bunu. Amerikan askeri, müttefikleri ile birlikte, uzaklardaki savaş alanlarında yaptı bunu. TED من هزم الجهاد العالمي؟ الجيش الأمريكي فعل الجنود الأمريكان و حلفائهم بالقتال في ساحات المعارك البعيدة
    Vakit yine, uzaklardaki kuzeye ilerleyen fırtınaları takip etme vakti. Open Subtitles حان الوقت لهم ليتحرّكو مجدّداً ليتبعو العواصف البعيدة التي ترعد الآن نحو الشمال
    uzaklardaki Hayal Yaşlılarının başka bir boyuttan kozmik bilgeliklerini ileten Open Subtitles -برج العصر الترياسي للقدماء ، الذي من خلاله ينقلون حكمتهم الكونية من بعدٍ آخر
    Seni bir kafese koyacak ve bir ata bindirip uzaklardaki çöl kampıma gönderecek. Open Subtitles ويرسلك لي على ظهر جواد لمعسكري الذي بالصحراء البعيده
    "Sevgiler, uzaklardaki Krallık'ın Kral ve Kraliçesi. Open Subtitles مع حبنا.. الملك والملكة مملكَة بعيدة جداً جداً
    Mesajların ardından uzaklardaki Krallık balosuna tekrar döneceğiz. Open Subtitles وسوف نعود للإحتفال ..الملكي لبعيدة بعيدة جداً بعد هذه الرسائل
    Bir varmış bir yokmuş, çok uzaklardaki bir krallıkta kız ve bir oğlan birbirlerine âşık olmuş. Open Subtitles كان يا مكان ، فى مملكة بعيدة جداً جداً ، شاب و فتاة وقعا بالحب
    - Özel sırlarını saklamak için çok uzaklardaki bir galaksiden daha iyi bir yer olabilir mi? Open Subtitles ما الأفضل من مجرة بعيدة جدّا لتخبئة أسرارك الشخصية؟
    Gökbilimciler çok uzaklardaki gezegenleri araştırıyor. Open Subtitles علماء الفلك في بحثهم عن كواكب أخرى بعيدة
    Battaniyeyle fırlatma, bir zamanlar uzaklardaki av hayvanlarını tespit etmek için en iyi yöntemdi. Open Subtitles كانت رمية البطانية ذات مرةٍ الطريقة الامثل لرصد حيواناتٍ بعيدة لصيدها،
    Sen uzaklardaki afet yerlerine gidip iyilik yapan ve insanları bir araya getiren iyilik meleklerindensin. Open Subtitles أنـت أحـد الدكاتره المتطوعيـن الذيـن يذهبـون للكوارث في الأماكـن البعيدة ويعالجــون الناس
    Fazla dibime girdiğini, uzaklardaki ihtişamlı hayatına dönmesi gerektiğini hissediyorum. Open Subtitles وانه فى حاجة الى أن يرحل إلي حياته الكبيرة البعيدة عن هنا
    Gözleriniz çok güzeldi, tıpkı uzaklardaki yıldızlar gibi. Open Subtitles هم جميلة... مثل الوحدة من النجوم البعيدة.
    "...hayallerin gerçekleştiği, çok uzaklardaki" "bulutların üzerinde" "uyanacağım." Open Subtitles -حسناً واستيقظ حيث الغيوم البعيدة والأحلام تتحقق
    uzaklardaki Hayal Yaşlılarının başka bir boyuttan kozmik bilgeliklerini ileten Open Subtitles -برج العصر الترياسي للقدماء ، الذي من خلاله ينقلون حكمتهم الكونية من بعدٍ آخر
    Umarız uzaklardaki Kanada'da işler yoluna girer. Open Subtitles نتمنى أن يصلح حالك في كندا البعيده جدًا
    Babam uzaklardaki Tsukushi'ye neden atandı? Open Subtitles كيف انتهى المُقام بأبي في مكانٍ بعيد مثل تاساكوشي ؟
    Oraya evimizden uzaklardaki evimiz derdik. Open Subtitles كنـُـا نطلق عليه أسم المنزل البعيد عن المنزل
    ama onu gördü ve çok geçmeden gökyüzünün çok uzaklardaki dostlarıyla dolacağını biliyordu. Open Subtitles لكنه يراه و أدرك فورا أنه سيبتعد أكثر " " و سيكون على مسافةٍ بعيدةٍ عن أصدقاؤه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more