Uzay boşluğunda korkunç bir düşman, kendini masum insanoğlunun üstüne çöreklenmek için hazırlamıştı. | Open Subtitles | والآن عبر ذلك الفضاء السحيق بدأ شر فظيع فى التجهيز لإطلاق ويلاته على الجنس البشرى الغافل |
Uzay boşluğunda korkunç bir düşman, kendini masum insanoğlunun üstüne çöreklenmek için hazırlamıştı. | Open Subtitles | والآن عبر ذلك الفضاء السحيق بدأ شر فظيع في التجهيز لإطلاق ويلاته على الجنس البشرى الغافل |
Orgon aydınlığı astronotların Uzay boşluğunda gördükleri ışığın bir benzeri. | Open Subtitles | نفس النوع من هذا النور شاهده رواد الفضاء في الفضاء الخارجي. |
Bak, altimetre Uzay boşluğunda olduğumuzu gösteriyor. | Open Subtitles | انظري، مؤشّر الارتفاع يقول أنّه ينبغي أن نكون في الفضاء الخارجي. |
Bağırmana gerek yok Raj. Uzay boşluğunda süzülen bir astronot değilim yani. | Open Subtitles | لايجب أن تصيح، "راج" ليس كأني رائد فضاء، أعوم في الفضاء الخارجي |
Uzay boşluğunda bir şeyi kaldıramazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك التقاط شيء ما في الفضاء الخارجي |