Görüyorsunuz, Albay O'Neill, gerçek şu ki, ben sadece dış Uzayla ilgilenmiyorum... | Open Subtitles | ترى ذلك كولونيل أونيل الحقيقة هي أنا لست ففقط مهتما بالفضاء الخارجي |
Bize Uzayla ilgilenen inekler diyebilirsiniz fakat sadece orada olanları değil burada olanları da umursuyoruz. | TED | يمكنكم القول بأننا مهوسون بالفضاء لكن لسنا مهتمين بما يجري في الأعلى فقط بل بما يجري هنا أيضا |
İşte bu yine sayıların Uzayla biçimle ilintilerini gösteriyor, evrenin haritaları. | TED | وهذا مجددا، يوضح كيف أن الأرقام مرتبطة بالفضاء مرتبطة بالشكل، خرائط الكون. |
Radyoda dış Uzayla ilgili bir şeyler söyleniyordu. | Open Subtitles | كان يتحدث الراديو عن شيء من الفضاء الخارجي |
Astronotlar bir kere uzaya çıktıktan sonra çocuklar sadece Uzayla ilgili oyuncaklarla oynamak istediler. | Open Subtitles | بعد صعود رواد الفضاء لاعلى اتجة الاطفال الى دمى الفضاء |
İşe çağrıldık. 1969 ve Uzayla ilgili bir şey, ...bir de III. | Open Subtitles | لقد تم استدعاؤنا شيء له علاقة بالفضاء 1969 |
Uzayla alakalı yalanlar bu kadardı. | Open Subtitles | و بهذا نختتم جميع الكذبات المتعلقة بالفضاء |
Dur, pardon. Uzayla alakalı olan bir tane daha geldi aklıma. | Open Subtitles | انتظري فقط لقذ تذكرت الآن كذبة أخرى تتعلق بالفضاء |
Uzayla çevrili bir gemide bir şey kaybedilemeyeceğini düşünürsün ama başardım işte. | Open Subtitles | يعتقد المرء أنه من المستحيل أن يفقد شيئاً على متن مركبة محاطة بالفضاء لكن يبدو أنى تمكنت من فعل ذلك |
Newton Endeavors. Kulağa Uzayla alakalı gibi geliyor. | Open Subtitles | (نيوتون إيدفورس) يبدو مرتبطاً بالفضاء |
Şimdi 15.24 km yükseklikteyiz, Uzayla atmosfer arasındaki sınırdayız. | Open Subtitles | بلغت الآن 50 ألف قدم، إنها قريبة من حدود الفضاء. |
Köpekler yerine Uzayla ilgili şeyler konuşmanız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن تتحدثوا يارفاق عن أمور الفضاء بدلاً من الكلاب ؟ |
Özel baskı! Uzayla hala firarda. | Open Subtitles | ----- جديد جديد رجل الفضاء لا يزال طليق .. |
Uzayla ilgili bir çalışma insan genomunun yapısı hakkındaki bilgimizi esas itibariyle artırır, sayısız hastalığı iyileştirir, insan ömrünü uzatır, çocuklara daha uzun, daha güçlü ve daha sağlıklı yaşama şansı verir. | Open Subtitles | دراسة عمل في الفضاء يمكن أن يزيد إلى حدّ كبير لمعرفتنا حول الجينة الإنسانية عالج أمراض غير معدودة، يطيل الحياة، منح الأطفال فرصة للعيش |
Yalnızca Uzayla ilgili konuşuyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا نتحدث فقط عن أغراض الفضاء |