Çok iyi. Şu uzun boylu adamı daha önce görmüş olabilir misiniz? | Open Subtitles | جيد جداً , هل تقولي بأنكِ رأيت هذا الوغد الطويل من قبل؟ |
Bana bodrumuna dalan uzun boylu akıl hastası ile konuşmamı önerebilirsin. | Open Subtitles | أنتِ تقترحي بأن اجتمع بالمجنون الطويل . الذي أنسلّ إلى سردابك |
Kırlaşmış saçlarıyla, uzun boylu, kumral bir adam. Yanılıyorsam söyle. | Open Subtitles | رجل طويل بشعر أبيض صحح لى اذا كنت مخطأ ً |
Çocuk kurtulacakmış ama uzun boylu bir adama ihtiyaçları varmış. | Open Subtitles | قال إن الولد سيكون بخير لكنهم بحاجة إلى شخص طويل |
Çocukken uzun boylu ve güzel vücutlu biri olacağımı düşlerdim ve Opera'da bir dansçı olacağımı da tabii ki. | Open Subtitles | عندما كنت طفلة ,حلمت بأن أصبح طويلة وجميلة المظهر وأن أصبح راقصة في الاوبرا ,طبعاً |
Ah, evet! Şu kısa boylu adamla uzun boylu karısı. | Open Subtitles | آه , صحيح , ذاك الشاب القصير صاحب الزوجة الطويلة |
İki hemşireye, polise ve yakışıklı uzun boylu doktora söylediğim gibi. | Open Subtitles | و قد أخبرت ممرِّضتان و شرطي, و ذلك الرجل الطويل الوسيم |
Şu uzun boylu, kurbağalarla oynayan gelişmemiş çocuk mu? | Open Subtitles | هل هو هذا الطويل المتخلف الذى يلعب دائما بالضفادع و ما شابه ؟ |
Geçen hafta gelen uzun boylu, yakışıklı adamın onun erkek arkadaşı olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | هذا مضحك ، لقد ظننت أن هذا الرجل الطويل الوسيم الذى جاء لزيارتها فى الأسبوع الماضى ، كان صديقها |
- Evet. Şu uzun boylu olan, liderleri olmalı. - Her an geri dönebilirler. | Open Subtitles | نعم , ذلك الرجل الطويل لابد أن يكون القائد سيعودوا فى أى لحظة |
Şu uzun boylu, yakışıklı bey, bakalım sen ne çekeceksin. | Open Subtitles | هذا السيد الوسيم الطويل دعنا نرى ماستجلبه |
uzun boylu, kabarık saçlı olan. Onu her yerde tanırım. | Open Subtitles | الطويل ذو الشعر المرتفع، يمكنني التعرّف عليه بأي مكان. |
Okul, yemekler uzun boylu, esmer, yakışıklı İtalyanlar. Tamam mı? | Open Subtitles | أنتِ تعرفين، الدراسة، الطعام، الشباب الإيطالي الوسيم الأسمر طويل القامة. |
Masa tenisi için uzun boylu, güçlü veya yakışıklı olmana gerek yok. | Open Subtitles | كرة الطاولة لستَ من الضروري أن تكون وسيم أو قوي أو طويل |
Peki, uzun boylu, sarışın, sevimli ve atletik vücutlu mu? | Open Subtitles | حسنا إِنَّه طويل و أشقر ولطيف ويشبه بعض الشىء العَدَّاء |
Ve bir tane de uzun boylu, esmer, yakışıklı zeki biri için. | Open Subtitles | ويحب حقا طويل القامة، الظلام، والرجل الوسيم مع أسلاك شائكة حادة الذكاء. |
Kısa boylu bir erkekle uzun boylu bir kadının evlenmesi gerçekten çok kötü. | Open Subtitles | يكون الأمر سيئا عندما يتزوج رجل قصير بامرأة طويلة |
uzun boylu, esmer. Broadway'de "Tiffany's"de çalışıyor. | Open Subtitles | إنها طويلة القامة سوداء الشعر, تعمل في نادي تيفاني في برودواي |
Sonunda adamın biri yanına yanaşır ve yanındaki uzun boylu sarışını dansa kaldırır. | Open Subtitles | ثم يقترب منها رجل فيدعو الشقراء الطويلة قربها |
Kahverengi saçlı, uzun boylu. | Open Subtitles | بني الشعر طوله 6 أقدام و بوصة أيساعدك هذا؟ |
Dumont, Cumhurbaşkanının etrafında fark ettirmeden... kalabalık yapacak birkaç uzun boylu memur seçmiş. | Open Subtitles | دومونت صاغ عدد من الضباط الطوال خصيصا للتسييج حول الرئيس بدونه ان يلاحظ شيء |
Evet, uzun boylu sarışınlar. Tanrı'ya şükür ben onları bıraktım. | Open Subtitles | الشقراوات الطويلات أشكر الله لأنني تخليت عنهن |
Sen 'uzun boylu Donsuz Kaltak'sın. | Open Subtitles | فأنتِ العاهره الطويله من دون ملابس تحتيه |
Daha çekici ve komik ama daha az uzun boylu biri. | Open Subtitles | بفتاة فاتنة أكثر، ومسلية وأقل طولاً. |
Panik icindeydim ve dusunebildigim tek sey uzun boylu Adam'dı. | Open Subtitles | " ارتعبت وكل تفكيري كان بأن " "بانه (تول مان ) من أخذها " |
Fakat uzun boylu olan artık canınızı sıkmayacak. | Open Subtitles | لكن الأطول لن يعود مزعجاً |
Çok uzun boylu ve senin yatağında yatıyor. | Open Subtitles | وطويل القامة جداً وهو نائماً في السرير الخاص بك. |
uzun boylu, özgüvenli ve korkutucu olurlardı, kolsuz tişört, Zubaz pantolon ve bel çantası ile gezerlerdi. | TED | كانوا طوال القامة وواثقين بأنفسهم ومهيبين، بقمصانهم عديمة الأكمام وسراويلهم وحقائب الخصر. |