"uzun menzilli" - Translation from Turkish to Arabic

    • بعيدة المدى
        
    • بعيد المدى
        
    • طويلة المدى
        
    • المدى البعيد
        
    • طويل المدى
        
    • بعيده المدى
        
    • طويله المدى
        
    • عيار كبير
        
    • البعيدة المدى
        
    • بعيدة المدة
        
    • بعيدة المدي
        
    uzun menzilli tarayıcılar Çoğalıcı gezegeninden kalkan devasa boyutta gemi filosu saptadı. Open Subtitles المجسات بعيدة المدى اكتشفت أسطول ضخم من السفن انطلق من كوكب الربليكيتورز
    Onlar uzun menzilli roket atarlarlara ve uzun namlulu silahlara takılan ekipmanlar. Open Subtitles هذه مجهزة بقاذفات الصواريخ بعيدة المدى. وأيضا مع الأسلحة ذات سبطانة طويلة.
    Tollan uzun menzilli iletişim aracından direkt olarak aktarım alıyoruz. Open Subtitles نحن نتلقى اتصال مباشر من أداة تولان للإتصال بعيد المدى
    uzun menzilli radarlarımızdan biri, gezegenin diğer ucundan bir sinyal aldı. Open Subtitles إحدى مجاميعنا طويلة المدى إلتقطت قراءة من الجانب الآخر من العالم
    Hemen onlara teslim olmazsanız tüm gelişmiş uzun menzilli torpidolarımıza ateşleyeceğim. Open Subtitles إذا لم تستسلم لهم فورا سأطلق كافة الطوربيدات ذات المدى البعيد
    Gezegenin savunmasını kırmak ve halka korku salmak üzerine kurulu, yörüngeden başlayan uzun menzilli saldırılarla başlarlar. Open Subtitles لقد بدأوا عدوان طويل المدى قاموا به في المدار مصمم لهزيمة الدفاع الكوكبي وبث الخوف في السكان
    Üssün boşaltılması için emir verdim ama uzun menzilli telsizlerimiz bozulmuştu. Open Subtitles طلبت الإذن بإخلاء القاعدة لكن اتصالاتنا بعيدة المدى كانت مشوشة بالكامل
    Düşmanlarımız sayı olarak oldukça üstün, hem stratejik bombardıman hem de uzun menzilli eskort savaş uçakları konusunda. Open Subtitles أعداءنا يتفوقون علينا بالعدد في كل من الطائرات القاذفة للصورايخ و الطائرات المقاتلة بعيدة المدى
    Şehrin bölümlerinde güç kesildi. uzun menzilli radarlar ve iç radarlar kapandı, ama onlar üzerinde çalışıyoruz. Open Subtitles ماسحاتنا بعيدة المدى و المستشعرات لا تعمل لكننا نعمل على إصلاحها
    Kuzey Kore'nin bundan önceki en uzun menzilli füzesinin Alaska üzerinde bir yerde yakıtı biterdi. Open Subtitles القاذفات بعيدة المدى كانت عند كوريا سابقا ان تزود بالوقود فى مكان ما فوق الاسكا
    Kesin ve kaçınılmaz askeri tepkimiz sayesinde, Kuzey Kore'nin böyle bir uzun menzilli füze mevzilendirmeyeceğini varsayardık. Open Subtitles إفترضنَا كوريا الشمالية دائماً الا تنشر القذائف بعيدة المدى مثل هذه بسبب تأكدنا وقوتنا العسكرية الرادعة
    Planda olmayan geçit hareketi yok, uzun menzilli tarayıcılarda bir şey yok. Open Subtitles لا نشاطات غير مجدولة للبوابة ولا شيء عبر المجسات بعيدة المدى
    Bu sıvının içindeki çip uzun menzilli takip cihazı var. Open Subtitles الرقاقه هذه الغارقه فى السائل هى جهاز إرسال بعيد المدى
    Kalkanları ve silahları çalıştırdıktan sonra uzun menzilli bir iletişimi de çalıştırmış. Open Subtitles أن توقف عمل الدروع والأسلحةَ نشّطَ إرسال بعيد المدى
    İletişim sistemlerini kullanarak uzun menzilli bir mesaj göndermek istiyorum. Open Subtitles أتمنى القيام بإرسال بعيد المدى بإستخدام أنظمة الإتصال
    Bunu bulması için şehrin uzun menzilli tarayıcılarını yeniden ayarlamam gerekiyor. Open Subtitles والآن أحتاج أن أعاير مجسات المدينة طويلة المدى لإلتقاطة
    Jeneratörlerimizi ve uzun menzilli vericimizi yok ettiler. Open Subtitles لقد دمروا مولدتنا وأجهزة الارسال طويلة المدى
    Hemen onlara teslim olmazsanız tüm gelişmiş uzun menzilli torpidolarımıza ateşleyeceğim. Open Subtitles إذا لم تستسلم لهم فورا سأطلق كافة الطوربيدات ذات المدى البعيد
    - Araştırmayı genişletiyorlar, ana rotaya komşu sistemlerde uzun menzilli tarama yapacaklar. Open Subtitles إجراء فحص النظم طويل المدى بجوار طريق للارض
    Goa'uld'un uzun menzilli görüntülü iletişim cihazı. Open Subtitles انها اداة اتصال جواؤلد بصرية بعيده المدى
    Uçak gemilerinden gelen uzun menzilli B-52 bombardıman uçaklarıyla. Open Subtitles لقد اطلقوا قاذفات طويله المدى بى - 25 من حاملاتهم
    uzun menzilli 7 milimetrelik keskin nişancı tüfeğiyle iki kez vurulmuş. Open Subtitles أطلق عليه النار برصاصتين من عيار كبير الحجم، بندقية قناص 7 ميليمترات
    Tanrım, yeterince yakında olmaları mümkün değil, uzun menzilli vericilerimizle bile. Open Subtitles مهلاً ليسوا قريبين كفاية لترحيلها ولا حتى بالمُرسِلات البعيدة المدى {\pos(192,210)}
    uzun menzilli taramalar, evrensel boyutta ilkel sibernetik yapıların varlığını doğrular. Open Subtitles ... الماسحات بعيدة المدة تؤكد وجود كيانات سيبرانية فظة على نطاق عالمي
    uzun menzilli bombardıman uçaklarımız var ama kalkacak pistlerimiz yok. Open Subtitles نحن نملك قاذفات بعيدة المدي لكن لا توجد مطارات لدينا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more