Dur bir dakika! Sanırım kolyen, başın dertteyken canlanıyor. uzun yol gelmişiz. | Open Subtitles | فقط دقيقة انا اظن ان قلادتك يجب ان تعود لحياة عندما تكونين في مشكلة واو هذا طريق طويل لصعود |
Tam gaz! Adam uzun yol gidecek. | Open Subtitles | احتاج طاقة كاملةِ، يا رجل هذا الرجلِ لديه طريق طويل |
Eğer bu su, buzun altına yetişiyorsa gidecek uzun yol var demektir. | Open Subtitles | ولكن إن كان الماء يصل إلى القاع فلا يزال هنالك مسافة طويلة |
Doğrusu, uzun yol daha kolaydır. | Open Subtitles | الحياة ستفعل ذلك بك وبصدق ، الطريق الطويل أسهل |
Siz, temel sürücü sınıfı teorik test, buzlu yol uygulaması, gece sürüşü ve uzun yol uygulaması almalısınız. | Open Subtitles | تحتاج إلى درجة القيادة الأساسية، اختبار النظري والممارسة الطريق الجليدية، القيادة ليلا والممارسة لمسافات طويلة. |
uzun yol öncesi çişe gitmek alışkanlığımdır. | Open Subtitles | أحب أن أفرغ مثانتي دائماً قبل رحلة طويلة |
Kırmızı Urbalı devriyeleri atlatıp uzun yol kat ederek kendimi epeyce tehlike attım. | Open Subtitles | أتيت من مكان بعيد بغض النضر عن الخطر بحياتي - متملصاً من دوريات الجيش الانكليزي. |
Çok uzun yol kat etmişti. | Open Subtitles | لقد آتى من مسافة بعيدة |
Brezilya'dan uzun yol geldiler ve seni görmeyi bekliyorlar. | Open Subtitles | بل هو طريق طويل من برازي وأنهم ينتظرون أن أراك. |
Rutin bir iş için çok uzun yol gelmişsin özellikle de orada işleri halledebilecek adamlarımız varken. | Open Subtitles | طريق طويل لتقطعه في بعثة تجارية معتادة خصوصاً عندما يكون لدينا كبار الناس هناك |
Merhaba demek için uzun yol gelmişsin. | Open Subtitles | . لقد جئت طريق طويل فقط لتقول مرحباً |
- Bu uzun yol değil mi? Neden batıya gitmiyoruz? | Open Subtitles | هذا طريق طويل لما لانذهب إلى الشرق ؟ |
Otoyolda çok hızlı ya da çok uzun yol gittikten sonra patlayan bir lastik gibi düşünün. | Open Subtitles | فكر بالأمر كإنفجار عجلة بالطريق السريع بعد أن قطع مسافة طويلة بسرعة كبيرة |
O kadar uzun yol gelmiş ki, ve bu çok hoş bir jest. | Open Subtitles | فقد سافر مسافة طويلة وكانت لفتة طيبة جدًا |
Kaliteli doktorlara gelmek için çok uzun yol katetmişsin. | Open Subtitles | قطعت مسافة طويلة لتلقى عناية صحية جيدة |
Sanırım gerçekten istediğim şeyin seninle olmak olduğunu anlamak için uzun yol kat etmem gerekti. | Open Subtitles | ايضا ، كان لي ان أتخذ الطريق الطويل حول كان مجرد ان اكون معك |
Kısayollar, genellikle uzun yol olarak son bulur. | Open Subtitles | الطرق المختصرة غالبا ما تكون فى النهاية هى الطريق الطويل |
Sen de uzun yol şoförü olmak istersen en fazla altı ay dayanabilirim. | Open Subtitles | بأن الأبن يسير على نهج أبيه أوتعلم ؟ إن كنت تريد سائق شاحنة لمسافات طويلة |
2009'daki bir rapora göre uzun yol kamyon şoförlüğü yapan seri katiller son 30 yılda 500'e yakın cinayet işlediler. | Open Subtitles | في تقرير عام 2009 كان يشتبه أن القتلة المتسلسلين العاملين كسائقي شاحنات لمسافات طويلة مسؤولون عن 500 جريمة قتل على مدى الثلاثة عقود الماضية |
Bear Dağı uzun yol. Meyve al yanına. | Open Subtitles | -انها رحلة طويلة الى جبل الدببة, خذ فاكهه |
Seni görmek için uzun yol katettiler, Billie. | Open Subtitles | . (لقد سافروا من مكان بعيد لرؤيتك يا (بيلي |
Çok uzun yol katettik. | Open Subtitles | لقد جئنا من مسافة بعيدة. |
Bu uzun yol, eyalet... eyalet sınırlarında mı? | Open Subtitles | أمامهم رحلة قيادة طويلة بالسيّارة، أذلك في البلد؟ |
Mesafe çok uzak ve ses su altında çok uzun yol alır. | Open Subtitles | إنه بعيد جداً وينتقل الصوت لمسافات بعيدة جداً تحت الماء |