"vücutlarının" - Translation from Turkish to Arabic

    • أجسادهم
        
    • أجسادها
        
    • تمتصها اجسادهم
        
    • أجسامهم
        
    • شعر في
        
    Düşündük ki, vücutlarının fiziksel durumu onların uzaklık algılarını değiştirebilir. TED اعتقدنا أن حالة أجسادهم البدنية قد تغير كيف لاحظوا المسافة.
    Kendilerini vücutlarının üstünde uçarken buluyorlar ve aşağıdaki insanlara bakıyorlarmış. Open Subtitles ثم تحلق أرواحهم حول أجسادهم وتنظر إلى الناس في الأسفل
    vücutlarının uygun olup olmadığını görmek için doku örneğinden fazlası gerekiyor. Open Subtitles سنحتاج إلى أكثر من نوع نسيج كي نرى إنْ أجسادهم تتوافق
    İnsanlar mumyalardan aldıkları parçaları öğütüp iyileşmek için vücutlarının üzerine sürüyorlarmış. Open Subtitles الناس أعتادت طحن أجزاء الموميات وتضعهم على أجسادها ليشفوا عندما يمرضوا
    vücutlarının alabileceğinden daha hızlı kalori yakmaları hiç garip değil. Open Subtitles لا عجب ان السعرات الحراريه تحترق قبل ان تمتصها اجسادهم
    Ama vücutlarının uzun süre o kadar zorlanmaya dayanması imkansız. Open Subtitles لكن أجسامهم لن تتحمل هذا الإجهاد لوقت طويل
    vücutlarının hiçbir yerinde. Open Subtitles لا يوجد شعر في أي مكان
    Bazıları vücutlarının içine silah parçaları gizleyerek ülkeye soktular. Open Subtitles بعض المهرّبين هرّبوا الأسلحة بإخفاء أجزاءها داخل أجسادهم.
    Derileri vücutlarının içindeydi çünkü organlar dıştaydı. Open Subtitles جلدهم داخل أجسادهم لأن الأعضاء في الخارج.
    Bu dinozorların hiçbiri tüylerini, uçmak için kullanamazdı -- kolları çok kısaydı ve vücutlarının geri kalanıysa çok ağırdı. TED الآن، أي من هذه الديناصورات لا تستطيع استخدام ريشها للطيران - أيديهم كانت قصيرة جداً وكانت بقية أجسادهم ثقيلة جداً.
    Bir süre sonra, birçok insan sahte elin aslında vücutlarının bir parçası olduğu hissine kapılıyorlar. TED الآن بالنسبة لمعظم الناس بعد فترة من الوقت يؤدى هذا إلى إحساس غريب للغاية وهو أن اليد المزيفة هي في الحقيقة جزء من أجسادهم.
    Ve küçük vücutlarının yükselmesini ve alçalmasını seyrederdim, TED وشاهدت أجسادهم الصغيرة ترتفع وتهبط،
    Yapışkan, yılan benzeri uzaylı bir yaratıktır, insanların kafalarına girip vücutlarının kontrolünü ele geçirirler. Open Subtitles مخلوق فضائي لزج يشبه الأفعى يختبئ في رؤوس الناس -ويسيطر على أجسادهم
    Ve bacaklarının yeri bir sürüngenin aksine vücutlarının altındadır. Open Subtitles وترتيب أرجلهم استثنائيٌ بالنسبة لزاحف... لإنها تقع أسفل أجسادهم...
    Memeliler bu yaşamsal sıvıları vücutlarının içine aldılar ve besinleri plasentayla sağladılar. Open Subtitles الثدييات قد أخذت هذه السوائل الداعمة للحياة في داخل أجسادها و قدمت الغذاء من خلال المشيمة
    Denizden çıkarken, vücutlarının kurumasını önlemek için gelişim göstermek zorundaydılar. Open Subtitles كانت ستبنى أجسادها بطريقة مختلفة تماماً وفى النهاية ...
    vücutlarının bu zehre karşı bağışıklığı vardır. Open Subtitles أجسادها محصّنة من السمّ
    vücutlarının alabileceğinden daha hızlı kalori yakmaları hiç garip değil. Open Subtitles لا عجب ان السعرات الحراريه تحترق قبل ان تمتصها اجسادهم
    ciddi beyin hasarı olan insanları önemseriz onları koma da vücutlarının normal ritmini bulmasını bekleriz... Open Subtitles و نحن نبقي عمداً أصحاب الإصابات في المخ في حالة غيبوبه لتهدئة أجسامهم
    vücutlarının, böyle cihazlarda olan kimyasallara maruz kalması hoşlanmayacakları bir şekilde değişmelerine neden olabilir ve ileride oluşacak yabancı zehirlere ve sağlık problemlerine yol açabilir. TED إن تعرّض أجسامهم لهذه المواد الكيميائية بواسطة هذه الأجهزة قد يُغيرهم إلى الأسوأ ويتركهم عُرضة لمشاكل صحية غير معروفة في المستقبل.
    vücutlarının hiçbir yerinde. Open Subtitles لا يوجد شعر في أي مكان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more