Kadınlar, kültürlerinin vücutlarına azami kafa karışıklığı, içten küçümseme ve en kötü tiksinmeyle baktığını biliyorlar. | TED | تشعر النساء أن الثقافة المجتمعيّة تنظر إلى أجسادهن في أفضل الأحوال بشيء من الحيرة وفي أسوأ الأحوال بازدراء واشمئزاز. |
Hoffluların araştırmasından, Wraithler beslenince kurbanlarının vücutlarına bir kimyasal salgıladıklarını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف ان عندما يتغذى الريث يطلاقون مادة كيمياوية في أجسام ضحاياهم. |
Tamamen vücutlarına düşkün maço tipler. | Open Subtitles | إنهم كتلة عضلات ، رجوليون و فخورون بأجسادهم |
İnsanlara aşı yaptığımızda, vücutlarına doğal olmayan şeyler enjekte ediyoruz, çünkü yararın, riske üstün geldiğini düşünüyoruz. | TED | عندما تحقن البشر باللقاح فأنت تقوم بحقن أشياء غير طبيعية في أجسادهم بسبب اعتقادنا ان الفوائد تفوق المخاطر |
Buna ek olarak insanlar, vücutlarına kanat gibi antropomorfik olmayan yapılar ekleyebilir, kanat hareketini sinir sisteminde hissedip kontrol edebilirler. | TED | ستمتد أجسامهم أيضًا إلى هياكل غير مجسمة، كالأجنحة مثلًا، حيث سيسيطرون ويشعرون بكل حركة جناح عبر جهازهم العصبي. |
Asalak bir mantar türü olan Cordyceps sporları, vücutlarına beyinlerine nüfus etmiş. | Open Subtitles | الابواغ من الفطريات الطفيليه تسمى كورديكيبس تسللت الى اجسادهم وعقولهم |
Onların vücutlarına ve zihinlerine hükmediyor. | Open Subtitles | يستولون على عقولهم وأجسادهم. |
Ay ışığı göğüslerine çarptığında, vücutlarına bakıyoruz. | Open Subtitles | ونلقي نظرة خاطفة على أجسادهن عندما ينعكس الضوء على صدورهن |
Kısa bir süreliğine onların vücutlarına girme hakkı kazanıyoruz. | Open Subtitles | ولفترة قصيرة يُسمح لنا بالوصول إلى أجسادهن |
Yok, biz sadece vücutlarına bakarız. | Open Subtitles | كلا، نحن ننظر إلى أجسادهن فقط |
Simülasyon vücutlarına giriyor su sistemini aç | Open Subtitles | أنه يغزو أجسام المحاكاة . عن طريق تنشيط نظام الماء |
İlk sefer birbirlerinin vücutlarına ırza geçmeyi yeni bitirmişler. | Open Subtitles | هم فقط إنتهو من إمساك أجسام بعضهم البعض للمرة الأولى. |
Başkalarının vücutlarına yapmıyorum. | Open Subtitles | لا أشفي أجسام الآخرين |
Sayısızca kez her bedende insandan şovun hayatlarını değiştirdiğini duydum, kendi vücutlarına ve başkalarının vücutlarına bakış açılarının nasıl değiştiğini, ve kendi ön yargılarını nasıl fark ettiklerini. | TED | لم تعد لدي المقدرة على عدد المرات التي أخبرني بها أناس من جميع الأحجام عن مدى تغيير هذا العرض لحياتهم كيف ساعدهم بتغيير علاقتهم بأجسادهم وأجساد غيرهم. وكيف مكنهم من مواجهة تحيزهم الشخصي |
Bir de vücutlarına sahip olup, içlerinde mi gezinmen gerekiyor? | Open Subtitles | عليك أن تتحكم بأجسادهم وتلهو بها؟ |
Bunlar ayrıca ergenleri ve ebeveynleri kendi vücutlarına karşı aslında kazanılamayacak bir savaşta karşı karşıya getiriyor. | TED | إنها تضع المراهقين وأباءهم في معركة خاسرة منذ البداية ضد أجسادهم. |
vücutlarına oranla, bilinen en uzun boyuna sahiptirler. | Open Subtitles | بما يتناسب مع أجسادهم في تسجيل أطول الرقاب على الاطلاق |
Fakat ısındıkça vücutlarına altın sarısı bir parıltı hâkim oluyor. | Open Subtitles | ... . لكنببطئ وعندما يبدؤا فى الدفء ينتشر وهج ذهبى حول أجسامهم |
Shadrach, Meshach ve Abednego alevler arasından çıktıklarında Kral alevlerin onların ne vücutlarına zarar verebildiğini ne de saçlarının bir tek telini yakabildiğini görmüştü. | Open Subtitles | "لذا (شقراك), (ميشاك) و (آبدنيغو) خرجوا من النار" "و الملك رأى أن النار لم تؤذي أجسامهم" "و لا شعور رؤوسهم أُحرقت" |
Bazense, vücutlarına aşılanan bir çeşit koşumları vardı. | Open Subtitles | واحيانا يكون لديهم ذلك الشيء المزروع على اجسادهم ويخنقهم |
Ama insanlar meraklıdır, ve vücutlarına yeni şeyler eklemeyi severler öyle ki bir gün Alpler'e gidebilsinler ve ertesi gün de denizdeki balık olsunlar. | TED | ولكن البشر فضولين .. وهم يضيفون الى اجسادهم معدات غريبة لكي يستطيعوا ان يذهبوا الى جبال الالب ذات يوم وفي اليوم التالي يغوصون الى اعماق البحار |
Onların vücutlarına ve zihinlerine hükmediyor. | Open Subtitles | يستولون على عقولهم وأجسادهم. |