Kertenkele, içeride vızıldayan sineği duyar. | Open Subtitles | وها هى السـحليه تسمع طنين الذبابه فى الداخل |
Grup seks yapan, vızıldayan, yeşil gözlü ucubeler. | Open Subtitles | و طقوس العربدة و طنين و مسخٍ ذي عينان خضراوتين |
Ama vızıldayan alakargalar tüyleri yeni çıkan kuşlara yaprak örtüsü olmayan bir yerde nasıl avlanılacağını öğrenmelerine yardım ediyor. | Open Subtitles | لكن عصافير القَيق الطنّانة تساعد اليافعات على تعلّم الصيد حيث لا يوجد غطاء من الأوراق |
Bir de Yüzbaşı Hastings, bu vızıldayan şeylerden neden nefret ettiğimi soruyor! | Open Subtitles | كابتن "هستنغز" يتسائل لماذا أنا أكره تلك الأشياء الطائرة الطنّانة |
Kuzey Nevada'da tepesinde vızıldayan parlak bir hava aracı gördüğünü anlatmıştı. | Open Subtitles | وقال هذه القصة حول رؤية هذه الحرفة المضاءة يطن فوق رأسه في شمال ولاية نيفادا. |
Ve silah olmadan, tüm o intikam arayanlar bir grup vızıldayan sinek sadece. | Open Subtitles | وبدون سلاح، كل ما تبقى من الباحثين عن الانتقام هم مجرد حفنة من الذباب يطن. |