Beni musakka vaadiyle buraya soktun. | Open Subtitles | . لقد أغويتني إلى هنا بوعد من أنك ستصنع المسقعة |
Bunca yıl deliliğin vaadiyle bağlanmış. | Open Subtitles | كل هذه السنوات و أنا أستثمر بوعد مجنون |
Kurbanlarını seks vaadiyle kandırıyorlar. | Open Subtitles | إذاً هو يغري الضحايا بوعد بالجنس |
Gary'yi kazançlı bir anlaşma vaadiyle kandırmış olabilir. | Open Subtitles | قد يكون اغرى غاري بوعد صفقة مالية مغرية |
Orada bir sürü Rus vardı ve çoğu iş vaadiyle kandırılıp ellerinden pasaportları alınarak uygun olmayan çalışma şartlarında zorla çalıştırılıyordu ya da daha kötüsü oluyordu. | Open Subtitles | كان يتواجد هُناك الكثير من الروسيين، ولقد رأى كثير منهم يأتي إلى هُنا بوعد الحصول على عمل، ومن ثمّ يتمّ أخذ أوراقهم الثبوتيّة، ويتمّ إجبارهم على العمل بمصانع إستغلاليّة، أو أسوأ، و... |